CHP TOKAT İL BAŞKANLIĞININ DEVLET RİCALİNDEKİ KUTLAMA HARİCİNDE YAPTIKLARI 30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI KUTMA PROGRAMI VE BASIN AÇIKLAMASI
30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI
Bu gün bura da bize “hasta” tanımını yakıştıran vahşi işgalcilerin emellerini kursaklarında koyan ve adeta küllerimizden doğduğumuz yıldızlaştığımız 30 Ağustos Zafer Bayramını kutlamak için toplanmış bulunuyoruz.
Bu zafer, bütün olumsuzluklara ve imkânsızlıklara rağmen bir ulusun var olma azminin dünya tarihinde bir eşine daha rastlanmayan bir ulusal doğuştur.
On yıllarca toprak kayıplarının yaşandığı gerileme, Birinci Dünya Savaşı sonrasında itilaf devletlerinin dayattığı Mondros Ateşkes Antlaşması hükümlerine dayanarak sudan bahanelerle Anadolu’yu işgale başlamasıyla hız kazanmıştı. Böylece işgalci güçler kökleri asırlara dayanan Türk Ulusu nu yok etme sürecinin güçlü bir aşamasını devreye sokmuşlardı.
Ancak geceli gündüzlü 22 gün süren, bazı tarihçilerin “subay savaşı ” olarak tanımladıkları hazırlanış ve uygulanışı ile dünya savaş tarihine adını altın harflerle yazdıran, yaşamının büyük bir bölümünü savaş meydanlarında geçiren Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ ün askeri dehasının sembolü Sakarya Meydan Muharebesi yenilgisiyle şaşkına döneceklerdi. Bu aynı zamanda sürgit yaşanacağı zannedilen 238 yıllık toprak kaybının da sonu olmuştur.
“Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır ”İnancının vücut bulduğu Sakarya Meydan Muharebesi daha sonra kazanılacak zaferlerin temel taşı olmuştur.
26 Ağustos’u 27 sine bağlayan gece Afyon da başlayan Büyük Taarruzda, Mustafa Kemal Paşa komutasındaki kuvvetlerimiz Aslıhan civarında kuşattıkları düşman kuvvetlerini Dumlupınar Başkomutanlık Meydan Muharebesiyle hezimete uğratarak tüm dünyaya özellikle de emperyalizmin çarklarında çözüm arayan mazlum ülkelere hiçbir çağda benzeri olmayan örnek olacak bir zafer kazanmıştır.
Bu eşsiz zafer daha sonra hayata geçirilen sosyo ekonomik atılımlarla taçlandırılmış, yürütülecek masa başı müzakerelere de güçlü durmamızı sağlamıştır.
Toplumumuzda demografik yapıdaki değişimin nitelik ve nicelik özellikleri ise kayıtsız girişler nedeni ile belirlenemez durumdadır. Özellikle Ortadoğu ve Afganistan olayları ile kontrol dışı gelenlerin gelecekte yaratacağı tehlikeler, izlenen yanlış politikalar nedeni ile göz ardı edilmekte ve sosyal yapıdaki bozulmalar dikkate alınmamaktadır. İlerde telafisi imkânsız zararları bugünden öngörmeyen sorumluların verecekleri hesaplar olmalıdır.
Güçlü uluslar yönetimlerince devlet politikaları izlerler. Bunu öngören Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK izlenecek politikaların temelinde nelerin bulunması gerektiğini çeşitli konuşmalarında ve söylevinde belirtmiş, bundan sapmaların olması durumunda doğabilecek yakın ya da uzak tehlikelere de dikkat çekmiştir.
Örneğin “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh”, “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir”, “Savaş zaruri ve hayati olmalıdır. Ulusun hayatı tehlikeye maruz kalmadıkça savaş bir cinayettir”, gibi veciz sözleri devlet politikalarında izlenecek temel kuralları vurgulamaktadır.
Bu gün, ihtilaflı olmadığımız komşumuz olmadığı gibi ekonomide de negatif anlamda pik yapmış durumdayız. Cumhuriyetimizin ilk yıllarında üretime yönelik yapılan fabrika ve tesisler satıla satıla bitirilemedi. Kurtuluş Savaşımızın en hararetli dönemlerinde dahi aktif olan milletin meclisi görev yapamaz duruma getirilmiş, tüm güç ve yetkilerin bir kişi de toplandığı bir yöntem devlet sistemi olarak benimsenmiş durumdadır.
Kurtuluş Savaşımız ile yıldönümünü kutladığımız Zafer Bayramının söz konusu olduğu bugün yaşam koşullarımızın genel bir değerlendirilmesini siz saygıdeğer vatandaşlarımıza bırakıyoruz.
Ancak bilinmelidir ki parti olarak Cumhuriyetimiz ve değerleri bizim için ulusal anlamda vaz geçmeyeceğimiz hayati bir sorumluluktur.
Bu mutlu günümüzde yapmış olduğunuz katkılardan dolayı hepinize teşekkür ediyor saygılar sunuyoruz.
