SAADET PARTİSİ TOKAT İL BAŞKANLIĞI TARIM KONULU BASIN AÇIKLAMASI
6 Kasım 2024, Çarşamba
Bugün, Türkiye’nin dört bir yanında canla başla üretim yapan çiftçilerimizin yaşadığı büyük zorlukları gündeme getirmek için toplandık. Tarım sektörü, sadece ülkemizin ekonomik yapısının belkemiği değil, aynı zamanda gıda güvenliğimizin teminatıdır. Ancak ne yazık ki, 2024 yılı, Türk tarımının tarihine bir “felaket yılı” olarak geçecek.
Yanlış Tarım Politikaları Çiftçiyi ve Gıda Güvenliğini Tehdit Ediyor
Hükümetin yanlış tarım politikaları, yüksek girdi maliyetleri ve ürünlerin değersizleştirilmesi sonucunda çiftçilerimiz adeta bir çıkmazda. Üretici, artan mazot, gübre ve tarım ilaçları fiyatları arasında sıkışmış, borçları her geçen gün büyümekte. Türkiye’nin dört bir yanında traktörleri haczedilen, tarlasında çalıştığı emeğinin karşılığını alamayan çiftçimiz adeta yok sayılmış durumda.
Bugün, çiftçimizin bankalara olan borcu 1 trilyon TL’yi bulmuşken, ne yazık ki hükümet, tarımın geleceğini karanlığa doğru sürüklüyor. Ürettikleri ürünlerin değeri, maliyetlerin çok altında kalıyor ve çiftçimiz toprağından, emeklerinden vazgeçme noktasına gelmiş durumda. Ama bu sorun sadece üreticiyi değil, tüm Türkiye’yi etkiliyor. Zira yüksek enflasyon ve gıda fiyatlarındaki fahiş artış, tüketiciyi de zor durumda bırakıyor.
Çiftçi Ne Üretiyor, Ne Satabiliyor!
Tarım Bakanlığı’nın “Sen üret, yeter!” sloganıyla çiftçileri umutlandırmak istemesi, ancak gerçekte çiftçiyi yalnız bırakması, hükümetin tarım politikasındaki en büyük çelişkidir. Çiftçimiz hem üretiyor hem de sattığı ürünlerden zarar ediyor. Bugün tarladan çıkan bir ürün, işçilik, nakliye ve diğer maliyetlerle birlikte iç piyasada en az 3-5 kat daha pahalıya satılıyor. Bu durum halkımızın mutfak masraflarını karşılayamaz hale getirmiştir.
Hükümetin Tarım Politikasının Yol Açtığı Krizler:
- Süt Üreticisinin Zararına Kapanan İnekler: Tarım Bakanlığı’nın önerdiği süt fiyatları, üreticinin masraflarını karşılamayacak seviyelerde. Bunun sonucunda süt üreticisi, ineklerini kestirerek sektörden çıkmak zorunda kalıyor. Bu da, uzun vadede kırmızı et ve süt üretiminin azalmasına, dolayısıyla gıda krizine yol açacaktır.
- İthalatla Çözüm Arayışı: Hükümet, yerli üreticiyi desteklemek yerine ithalatla çözüm aramayı tercih etti. “Paramız var ki ithal ediyoruz” diyen hükümet, bu tavırla Türk çiftçisini yok saymış, dışa bağımlılığı artırmıştır.
- Tokat’ta Şeker ve Tütün Krizi: Tokat ilimizde yıllardır uygulanan yanlış kota politikaları ve ekonomik tercihler nedeniyle şeker pancarı ve tütün üreticileri büyük zarar gördü. Tarım sektörü darbe alırken, bu durum köylülerin, çiftçilerin, nakliyecilerin yaşamını olumsuz etkilemiştir.
Tarımda Çözüm: Saadet Partisi’nin Alternatifi
Biz, Saadet Partisi olarak çözümü biliyoruz ve tek tek sıralıyoruz:
- Tarımsal Destekleri Artırın: Tarım Kanunu’nu derhal uygulayın ve tarıma ayrılan payı %1’e çıkarın. Tarımsal destekleri 135 milyar TL’den 600 milyar TL’ye çıkartarak çiftçimizin bankalara ve kredi kuruluşlarına olan borç yükünü hafifletin.
- Fiyat Garantisi Uygulaması: Çiftçiye, ürününü zarar etmeden satabileceği bir fiyat garantisi verin. Üreticinin emeği ve alın teri karşılık bulsun!
- Faizsiz Finansman İmkanları: Çiftçilerimize faizsiz finansman sağlayın. Var olan borçları en az iki yıl süreyle faizsiz erteleyin.
- Süt Üreticisini Koruyun: Süt üreticilerimizi koruyacak düzenlemeler yapın, süt fiyatını maliyetleri göz önünde bulundurarak yeniden düzenleyin.
- Yeni Hal Yasası: Üreticiyi, tüketiciyi koruyan, aracılara yer bırakmayan yeni bir hal yasası çıkartın. Arz zincirinde aracıları değil, üreticiyi ve tüketiciyi koruyun!
- Yerli ve Milli Tarım Reformu: Türkiye’nin geleceği için topyekûn bir yerli ve milli tarım reformu başlatın. Tarım sektörü, şu anki sistemle sürdürülemez durumda!
Saadet Partisi, Çiftçimizin Yanında
Saadet Partisi olarak, iktidara geldiğimizde tüm bu adımları hayata geçireceğiz. Çiftçimizin yanında olacak, üreticimizi destekleyecek ve ülkemizin gıda güvenliğini sağlayacağız. Bizim için her şeyden önce halkımızın refahı, çiftçimizin huzuru önemlidir. Tarımda kalkınma ancak çiftçiye saygı göstererek, üretimi artırarak sağlanır.
Bu adımlar hayata geçirildiğinde, Türkiye’nin bereketli topraklarında üretim canlanacak, çiftçimiz kazanç sağlayacak ve halkımızın mutfağı ucuz ve kaliteli gıda ile dolacaktır. Bu zulüm sona erecek ve Saadet Partisi, bunun hesabını mutlaka soracaktır!
Son Söz:
Türkiye’nin bereketli toprakları rantçıların eline teslim edilmeyecek. Üretim yeniden canlanacak, çiftçimiz yeniden toprağıyla barışacak. Ve Saadet Partisi, Türkiye’nin çiftçisiyle birlikte daha müreffeh bir geleceğe doğru yürüyecek!