Dilerim bu yazımı ilgililer bir tür hediye olarak kabul ederler.
Geçtiğimiz Pazar günü Tokat Kent Konseyi Başkanı ve bazı yürütme kurulu üyeleri Hıdırlık Belediye Sosyal Tesislerinde yerel medya ile buluştu.
Tokat Kent Konseyi Başkanı Dr. Selim Çakar, düzenlenen basın kahvaltısında düşüncelerini yerel medya ile paylaştı.
Sayın Çakar “Hiçbir siyasi yaklaşımım yok, buradaki amacım yalnızca sivil toplumun sesi olabilmek,” diyerek Tokat’ın son 30 yıldaki duraklamasına dikkat çekti.
Kent Konseyi Başkanı Sayın Selim Çakar konuşmasının başında her ne kadar “hiçbir siyasi yaklaşımım yok, buradaki amacım yalnızca sivil toplumun sesi olabilmek” dese de, Tokat’ın uzun yıllar (en azından 20 küsur yıl) aynı siyasi anlayış tarafından yönetilmesine karşın gelişemediği saptamasını yapmaktan da geri durmadı. Üstelik Gaziantep örneğini vererek, bu şehirde aynı siyasi yapının büyük atılımlar gerçekleştirdiğinin altını çizerek, aynı siyasi anlayışın yani AKP genel ve yerel siyaset erbabının Tokat’ta başarı yakalayamadığına gönderme yaparak, “Yerel ve merkezi yönetimde tek tip düşünce, Tokat’ın ekonomik ve sosyal yapısını daralttı. Şehir göç verirken, ekonomik çeşitlilik azaldı” saptamasında bulundu.
Katılmadığım yanları bulunsa da, kimi yönleriyle de bu söyleminde Sayın Çakar’a hak vermemek mümkün değil. Ancak sorun şu ki, içinde bulunduğumuz zaman diliminde bu anlayış ve sözünü ettiği siyasi yapı olağanüstü bir durum olmazsa değişmeyecek ve yine hükmünü sürdürecektir. Ve belki de yakın gelecekte de bu anlayış ve sözünü ettiği yapı hükmünü sürdürmeye devam edecektir. O zaman ne yapacağız? Saydığı olumsuzluklar devam mı edecek?
Tokat Kent Konseyi’nin yerel siyaseti tasarımlamak (dizayn etmek) ya da sivil toplumun savunuculuk rollerini harekete geçirmek gibi bir görevi de olmadığına göre, Sayın Çakar’ın bu durumlar karşısındaki tavrı ya da önerisi ne olacaktır?
Kaldı ki, Sayın Çakar’ın sözünü ettiği yılların 20 küsur yıla ait olan olumsuzluklarından yalnızca 20 küsur yıldır iktidardaki AKP değil, ortağı MHP direkt, muhalefetteki CHP, İyi Parti, Saadet gibi siyasi yapılar, meslek odaları ve sivil toplum dolaylı şekilde sorumludur.
Sayın Çakar’ın Tokat’taki oda ve dernek seçimlerinin bile siyasallaşmasından yakınması çok doğal. Bu konuda Sayın Çakar diyor ki, “Alternatif fikirler susturuluyor, sivil toplumun gücü kullanılamıyor. Bu, şehri durgunluğa sürüklüyor. Bu saptamanın altına imzamı atarım. Tokat’ı yönetmekle sorumlu olanların, dolayısıyla Tokat’ın ve en büyük sorunu, sivil toplumun itici gücünü kullanmamak, sivil toplumu külli egoizm alanı olarak görmek, sivil topluma hamaset yapmak ve farkı kurum / kuruluşlara atama ya da seçimle gelenlerin kendi bakış açılarını topluma dayatmaları hatta zaman zaman tehdit diline başvurmalarıdır. Oysa hoşa gitmese de, alternatif fikirler elektrik akımı gibidir birbirini tutuşturur ve aynı zamanda yapıcı eleştiri içerirler. Ancak yasa gereği Tokat Kent Konseyi’ni desteklemekle sorumlu olan Tokat Belediyesi mevcut yönetiminin de hoşlanmadıkları “yapıcı eleştirel fikirlere” tehdit diliyle yanıt veriyor olmaları, bu eleştirel düşünceleri yazanları dışlamaları, “alternatif fikirlerin susturulması” çabalarını destekliyor niteliktedir. Oysa “çok seslilik” için eleştiriye tahammül ön şarttır.
Bu bağlamda Tokat Kent Konseyi seçimlerinde siyasetin ve Tokat Belediyesi’nin seçimlere müdahalesini, Kent Konseyi’ni belediyenin devamı bir yapıya dönüştürme girişimlerini ve Tokat’ı yerel ve merkezi yönetimde daraltan tek tip düşüncenin, bugün Tokat Belediyesi’nde de hükmünü sürdürdüğünü de göz ardı edemeyiz.
***
Sayın Çakar Tokat ekonomisinin yalnızca hizmet sektörü üzerinden döndüğünü vurgulayarak, üretim olmadığını söyledi. Kesinlikle doğru! Ancak bunun tek ve öncelikli sebebi ve sorumluları yine Tokat Belediyesi ve yönetimleridir.
Nedenini açıklayayım. Sayın Adnan Çiçek döneminden beri yazıyorum. AKP siyasal erki iktidara geldiğinde kamu iktisadi işletmelerini özelleştirerek üretimden çıkacağını, üretimin ve istihdam konusunun devletin değil, özel sektörün işi olduğunu ilan etti.
Çeşitli nedenlerle bu uygulamanın yanlış olduğunu, bu düşünceye katılmadığımı, yazdığım yazılarla o dönemlerde itirazlarımı yüksek sesle dillendirdiğimi, hatta proje metinlerinin hazırlanması sırasında yerel ekonomik proje metinleri önerdiğimi belirtmeliyim.
Ancak yerel yönetim ve özellikle belediye başkanları bu gelişmeyi okuyamadı. Tüm dünyada ulusal kalkınmanın yerelden başladığı düşüncesi egemen olmaya başladığı halde, “yerel ekonomik kalkınma” yereldeki iktidar belediyelerinin ajandasına girmedi. Merkezden gelen büyük paylar ile günü gün ettiler. Birisi de kalkıp, “yahu millet bahçesi yapacağıma bir üretim ve istihdam yatırımı yapayım. Tokat OSB’nin büyümesi ve gelişmesi için önemli kaynaklar ayırayım, yatırımcılara alt yapı desteği vereyim, yatırımcı çekeyim” demedi. Tokat’ı rekabetçi pazarlara açacak olan, Tokat-Niksar-Ünye bölünmüş yolu yılan hikâyesine döndü. Çamlıbel tüneli bir türlü yatırım programına alınamadı. Kamu kurumları da dahil, yerel kalkınmada inisiyatif alması gereken Tokat Belediyesi turizmin geliştirilmesinde dahi etkin rol üstlenemedi.
Yıllar geçti, bunlar da geçti. Şimdi Tokat Belediyesi’nde yeni bir dönem başladı. Yeni Tokat Belediyesi yönetimin göreve gelmesinin üzerinden 8 ay geçti. Yeni belediye yönetiminin proje bazlı bir icraatına henüz tanık olamadık. Genel geçer, rutin işlerle gün öldürüldüğünü söylemek zorundayım. İnsanlar “yeşil dalga” denilerek kendileriyle dalga geçildiği hissine kapılıyor. Yeni belediye yönetiminin istihdam ya da girişimciliği teşvik edecek bir projesi var mı? “Yerel ekonomik kalkınma” yeni belediye yönetiminin ajandasına girdi mi? Girdiyse nasıl?
Peki, Tokat Kent Konseyi’nin ekonomik yerel kalkınmaya ya da kentsel gelişmeye katkı sağlayacak bir proje ya da projeleri var mı? Varsa bunları bizimle paylaşabilirler mi? Varsa bu projeleri Sayın Belediye Başkanının ve Belediye Meclisinin onayından geçirebilecekler mi? Hazırladıkları bu tip projelerin uygun görülmemesi halinde bu projeleri ve kabul edilmeme nedenlerini bizlerle paylaşacaklar mı?
***
Şu bir gerçek ki mevcut mevzuat nedeniyle Türkiye’deki kent konseylerinin tamamı abartısız “bağımsız” değildir. Bağımsız gibi çalışan kent konseyleri varsa da bunun nedeni, demokrasiyi, katılımcılığı, sivil toplumu, fikir üreten grupları ve çağdaş yönetişim kavramının önemini içselleştirmiş, hizmetin odağına siyaseti değil, vatandaşı koymuş belediye başkanlarının sayesindedir. Başarılı bir şekilde sonuca ulaşabilirler mi bilemem ama Kent Konseyleri Birliği’nin “mevzuat çalışmasını” bu nedenle çok önemsiyorum. Dileyenler bu konudaki düşüncelerimi Tokattanhaber’in ilgili linkini tıklayarak öğrenebilirler.
Bir de Tokat Kent Konseyi’nin çalışma mekânıyla ilgili birkaç kelam edeyim.
Tokat Kent Konseyi’nin çalışma yeri ne yazık ki, sağlıklı bir çalışma ortamı için yeterli değildir. Bu yer yürütme kurulunun, çalışma gruplarının, meclislerin çalışma yapmalarına uygun bir ortam değildir. Dostlar alışverişte görsün türünden oluşturulmuş bir ofistir. Geçtiğimiz günlerde hemşerimiz ve Kütahya Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Sayın Yıldırım Akgül sosyal medyada Kütahya Kent Konseyi ile ilgili bir paylaşım yapmıştı. Ben de paylaşıma “Yıldırım Bey sizin kent konseyi binası da bizimki gibi nohut oda bakla sofa mı?” diye bir yorumda bulundum. Yıldırım Bey 3 katlı konsey binasından ayrıca başka bir çalışma binası olduğundan bahsedince, sadece “kıskandım” diyebildim. Bu Kütahya Belediyesi yönetiminin vizyonunu göstermektedir. Tokat Belediyesi yönetimi de bu yapıyı önemsediğini göstermeli ve Tokat Kent Konseyi de, Tokat’a yaraşır ve yapılacak çalışmalara uygun bir mekâna taşınmalıdır.
Basın toplantısında katılımcıların “Tokat Turizmi” ile ilgili geçmiş ve fiili durumla uzaktan yakından ilgisi olmayan konuşmaları, yorumları da oldu. Ne yazık ki bu konuşmalar Tokat Turizminin tarihsel sürecini ve bugününü anlatmaktan uzaktı. Geçenlerde yapılan bir turizm panelinde de panelist olarak konuşan bir Profesör, hazırlanmış olan 7 eylem planından habersiz olmalı ki, Tokat’tın bir turizm eylem planı olmadığını söyledi. Görülüyor ki, Tokatlılar Tokat’ı tanımadıklarıyla kalmıyor, turizm gelişimi konusunda neler yapılıp yapılmadığını hakkında da bilgi edinemiyorlar.
Bir sonraki yazım bu sorunları ortadan kaldırmak adına ne yapılması gerektiği ve kurulması için 2012 yılından beri mücadelesi verilen Tokat Turizmi ve Tokat İl Turizm Konseyi ile ilgili olacaktır.
Merak edenler izlesinler!