TOSİAD Genel Başkanı Süleyman Kaya, yaptığı açıklamada, makamdan şeref alan değil, makama değer kazandırmanın derdinde olduğunu söyledi. “TOSİAD, bir hizmet çatısıdır, bunu himmet sofrası zannedenler büyük bir yanılgı içerisindedir” diyen Başkan Süleyman Kaya, “Durumdan vazife çıkaranlar, bunun için harcadıkları eforu TOSİAD için harcamaya davet ediyorum. Biz Derviş Yunus gibi, bizim davamız kavga değil, bizim davamız sevgi içindir diyoruz. İlk konuşmamda söylediğim gibi, ne dedikoduya, ne gıybete nede ucuz oyunlara ayıracağımız bir vaktimiz yoktur. Ben yürüyorum siz de peşimden gelin demiyorum. Haydi kolkola birlikte yürüyelim diyorum. Bu daveti hiçbir ayrım yapmadan herkese yapıyorum. Gerçekten Tokat diye bir derdiniz varsa, samimi bir Tokat sevdanız varsa, mevzu Tokat ise gerisi teferruattır diyorsanız, buyrun gelin, yüreğimizi de kapımızı da açıyoruz. Herkes kendini sıgaya çeksin. Biz diyoruz ki, Devlet başa, kuzgun leşe. Hizmet kapısını, hiçkimsenin özel keyfiyetine bırakmayız” ifadelerini kullandı.
Öte yandan, TOSİAD Genel Başkanı Av. Süleyman Kaya, ABD’nin sözde soykırım açıklamasına da tepki göstererek, şu görüşlerini dile getirdi:
“Sözde Ermeni soykırımı söylemleri gerçeklikle ilgisi olmayan, tarihi, hukuki ve bilimsel bir dayanağı bulunmayan mesnetsiz bir iddiadır.
Her yıl 24 Nisan’da ısıtılarak gündeme getirilen sözde Ermeni soykırımı iddialarının asılsız ve mesnetsiz bir iddia olduğunu, bunu gündeme getirenlerin tarihinin ise gerçek soykırımlarla doludur.”
Başkan Süleyman Kaya, yaptığı açıklamada, 1948 yılında Birleşmiş Milletler Sözleşmesi ve genelgesinde yer alan normlara göre, ABD Başkanı Joe Biden’in açıklamasında yer alan sözde soykırımın hiçbir uluslararası hukukta ve yaptırımda bir karşılığı yoktur.
Farklı dinlere ve ırklara mensup azınlıklar yüzyıllar boyunca üç kıtada hüküm süren Osmanlı İmparatorluğu zamanında güven içinde kimliklerini koruyarak birlikte yaşamışlardır. Kaldı ki Türk devletleri kendi esirlerine bile insanca muamele yapması ve korumasıyla bilinmektedir.
Bugün Karabağ’da yapılan savaşa Türkiye’nin vermiş olduğu destek ve Ermenilerin almış oldukları yenilgi sonucu Ermeni lobileri baskı kurarak Biden’a bu sözleri söylemesi konusunda ısrarcı olmuşlardır. Bu sözleri sarfeden ülke başkanı dönüp kendi tarihine bakmalıdır. ABD; Kızılderililer 70 milyon, Hiroşima ve Nagasakiye attıkları atom bombası sonucu 490 bin, Kore savaşında 4 milyon, İran darbesinde onbinlerce, Kamboçya ve Laos Katliamında 1 milyon, Vietnam savaşında 3 milyon, Irak’ın işgalinde 1 milyon yüzbin insanı ve daha saymadığımız onbinlerce insanı katletmiş bugün kalkmış Türklerin soykırım yaptığını iddia etmektedir. Aynı zamanda Ermeniler, İngiliz ajanlığı yaptığı için Osmanlı tarafından tehcir edilmişlerdir.
Asıl soykırımı yapanlar Ermenilerdir
Geçmişte bulunan ve tek tanınmış soykırım Yahudi soykırımıdır. ABD’nin yaptığı siyasidir ve Türkiye’yi köşeye sıkıştırma politikasıdır.
Başbakanlık Devlet Arşivlerinin açıkladığı 1910-1922 yılları arasında Ermeni Taşnak Çetelerin yaptığı katliamların tarih ve yerleri kayıtlı olup, bu konuda Devlet Arşivlerimizde kayıt altındadır. Ağırlıklı olarak Kars – Ardahan, Muş, Bitlis, Erzurum vs. birçok yerde gerçekleştirilmiştir. Katledilen Türk sayısı ise 518.035 kişidir. Ermeni arşivleri ise bugün açılmamaktadır. Ermeni arşivlerinin açılması ABD’nin işine gelmeyecek ve çok şey kaybedeceklerdir.
ABD başkanı Joe Biden ile aynı açıklamayı yaparak sözde soykırım iddialarını kabul eden içimizdeki hainlerin bir an önce temizlenmesi ve ABD’den destek alan HDP’nin kapatılması şart olmuştur. Bu topraklarda yaşayarak kimse bu millete ve devlete ihanet edemez.
Sözde Ermeni soykırımı iddiaları ile siyasi hesaplar yapılarak köşeye sıkıştırılmak istenen devletimizin bu haklı mücadelesi konusunda her zaman sonuna kadar yanındayız. Gerçek soykırımları katliamları yapan ABD ve başkanı Joe Biden’ın bu mesnetsiz açıklamasını asla kabul etmiyor ve nefretle kınıyoruz. Gerçek tarihin asla bu tür ithamlarla değiştirilemeyeceğini bir kez daha hatırlatıyoruz. Bizler için yok hükmünde olan bu açıklamanın Türkiye-ABD ilişkilerine vereceği zararı biliyor ve siyasi amaçlarla yapılan bu iddiaları aynen kendilerine iade ediyoruz.
Her zaman olduğu gibi bir kez daha gururla haykırıyoruz,
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE…”
