Aşk 101, ilk sezonu Meriç Acemi tarafından kaleme alınan ve Türkiye’de oldukça popüler bir dizi. Ahmet Katıksız ve Deniz Yorulmazer yönetmenliğinde Netflix’te yayınlanıyor. Drama ve komedi türünde yayınlanan dizinin gerek oyuncu kadrosu gerekse senaryosu oldukça dikkat çekici. Lisede okuyan 5 gencin okuldan atılmamak için yaptıkları planları anlatan dizi 1990’ların sonunda geçiyor. Başrollerini Kaan Urgancıoğlu, Pınar Deniz, Mert Yazıcıoğlu, Kubilay Aka, Alina Boz, Selahattin Paşalı, İpek Filiz Yazıcı’nın paylaştığı Aşk 101, yeni sezonuyla birlikte sosyal medyada oldukça gündemde!
Aşk 101 için yalnızca “romantik dram” dizisi demek doğru değil. Aslında dizi boyunca gördüğümüz şey her gencin “kendi” olma gayesi. Öğretmenleri, aileleri hatta arkadaşları tarafından kişilikleri yadırganan gençler; dizi boyunca olmak istedikleri kişi olmaya çalışıyorlar. Dizi, bizimki gibi kolektivisttik kültürlerin öğrenciler üzerinde etkisini çok net bir şekilde gösteriyor. Ayrıca bir başarıya ulaşmayı hedefleyen neredeyse her öğrenciden “ailemi gururlandırmalıyım” cümlesini duyuyoruz. Ek olarak dizide ailesini gururlandırmak yerine kendi olmayı seçen gençlerin, insanlar tarafından “ötekileştirilmesine” şahit oluyoruz.
Peki, karakterlerimiz çok mu masum? Yalnızca örselenen anlaşılmayan tipler mi? Tabii ki de hayır. Belli bir noktada bunlar elbette bir dışavurum. Ancak kesin olan bir şey var ki; karakterlerimiz de sütten çıkma ak kaşık değil. Başroldeki 4 öğrencimiz (Sinan, Kerem, Eda, Osman) neredeyse tüm öğretmenlerini bezdiren, disiplin kurulunun müdavimi öğrencilerdir. Bu dörtlümüze kısaca “en kötüler” deniliyor. Bu dörtlüye dahil olmasına tüm okulun şaşırdığı Işık ise örnek öğrencimiz.
Osman, ekibimizin fikir makinesi. Üretim ağı oluşturup neredeyse tüm okulu bir endüstriye benzetmiş. Annesi ve babasının ondan “zengin” olması gibi bir beklentisi var.
Eda, ekibimizin havalı ve yetenekli kadını. Çizim yeteneği çok etkileyici olsa da ailesinin “zengin biriyle evlenip hayatını kurtarması” yönünde istekleri var.
Kerem ise ekibimizin öfke kontrol problemi olan zengin karakteri. Zengin dediğimize bakmayın neredeyse hiç bu avantajını kullandığını görmüyoruz dizi boyunca. Çünkü ne ailesi onu takdir ediyor ne de o ailesinin istediği gibi çocuk olmaya çalışıyor.
Diğer bir karakterimiz ise galiba dizinin en çok konuşulan, en derin karakteri Sinan. Anne ve babası ayrı oldukları için dedesi ve köpeğiyle birlikte yaşıyor Sinan. Acısını da mutluluğunu da yalnızca kendisiyle yaşıyor.
En kötülerimizin son karakteri ise sonradan katılan Işık. Aslında Işık, başlarda bu dörtlüden çok uzak bir karakter. Sınıfın örnek öğrencisi, annesi ve babasının düşüncelerine oldukça önem veren bir kişi. Bu tayfaya katılmasından anlayabileceğimiz üzere karakterin hayata bakışı tabii ki de ilerleyen bölümlerde değişiyor.
Aşk 101, otuzlu yaşlarındaki Işık’ın birbirini uzun zamandır görmeyen arkadaş gruplarını toplamaya çalışmasıyla başlıyor. İki sezonda da anılara geri dönerek yaşanılanları izliyoruz. İlk sezonda; atılmamaları yönünde oy kullanan tek öğretmenlerinin okuldan gitmemesi için bir araya geliyor ekibimiz. Zira Burcu öğretmen diğer tüm öğretmenler içinde bu gençlerin kalbini gören tek kişi. Burcu evleneceği için tayin istiyor. Bunu öğrenen beşlimiz ise okula yeni gelen eski basketbolcu beden öğretmeni Kemal’e, Burcu’yu aşık etmeyi planlıyorlar.
İkinci sezonda da aslında çok farklı bir şey yapmıyorlar. Özetlemek gerekirse karakterlerimiz önce Işık okuldan atılmasın, sonra da okula dönebilsin diye çabalıyorlar. Dünyayı değiştiren “en kötüler” dedik ya, belki dünyayı değiştiremediler ama kendi dünyalarını, liselerini değiştirmeyi başardılar. “Biz” olabilmek için “ben” olmanın ne kadar önemli olduğunu herkese göstermeyi başardılar.
Sosyal medyada popüler olan bu diziyi henüz izlemediyseniz, izlemenizi tavsiye ederiz. Dizinin standartların üzerinde olduğunu söylemeliyiz. Gerek müzik seçimleri gerekse de ara sahnelere gösterilen özen göz ardı edilemez. Işık karakterinin kendi çocukluklarına yorumlar yapması da diziye güzel tatlar katmış. Son sezondaki en etkileyici sahne Sinan ve Kerem’ in 7.bölümdeki sahnesi olabilir. Dizi boyunca kafalarda “Bu çocuk ne zaman hayattan vazgeçecek?” “Işık’ın sevgisi ona yetecek mi?” gibi sorular oluşturmuştu. O sahnede Kerem “sen ölme diye ben bu dünyadaki tüm kötülüklerle savaşacağım” demişti. Dizinin gelecekte geçen kısmında bir ceza avukatı olması güzel bir detay olmuştu. Rahatsız eden tek şey, dizi boyunca “gerçek dünya çok kötü” yaklaşımının sonda gözde ardı edilmesiydi. Tüm karakterlerimizin hayallerini gerçekleştirip istedikleri yere gelmiş olması, sanki dizinin gerçekçi olmasının önüne geçmişti. Her karakteri, dizide yaşanılan yılların kültürünü ince ince işleyen bu dizide mesaj vermek uğruna uygun bir final yapılmamış gibi hissettik.
Daha Fazlasını Keşfedin
Tokat ili Niksar ilçesi Çiçekli köyü merkezli 7.0 büyüklüğündeki deprem tatbikatı, 20 Aralık 2024 tarihinde…
Tarım İl Müdürünün sergilemiş olduğu bu tavra şaşırdım mı? Elbette hayır, uygulamalarını yakından izleyen birisi…
Cumhurbaşkanının 2022 yılında Tokat ilimizde yaptığı açıklamada medine hurmalı kestane ballı manda yoğurdu tarifi vermişti.”Her…
Millet Partisi Genel Başkanı Cuma Nacar, Trend Medya’ya verdiği söyleşide, “BOP kapsamında Suriye ve Irak’ın…
Tokat Milletvekili Kadim Durmaz, kentteki çeşitli ekonomik ve sosyal sorunlara dair önemli açıklamalarda bulundu. Durmaz,…
Tokat İl Jandarma Komutanlığı'nda, Çamlıbel Jandarma Karakol Komutanlığı'nda görevli J. Uzm. Çvş. Ferman Karasakal için…