Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi`nin (NASA), keşif aracı Perseverance (Azim), 18.02.2021 günü Mars`ın, Jezero Kraterine iniş yapmıştır. MARS2020 görevi kapsamında Azim aracı, Mars üzerindeki ilksel yaşam formlarına ve buna bağlı olarak da Mars gezegeninin jeolojik, fiziksel, kimyasal, biyolojik ve iklimsel yaşam izlerini araştırmayı hedeflemektedir.
NASA’nın, iniş yeri olarak Jezero Kraterini seçmesindeki neden ise Dünya üzerinde ilksel yaşam formlarının korunduğu ve bunların yaşamsal süreçlerinin takip edilebildiği benzer örnek alanların varlığı olmuştur. Kraterdeki paleogöl ortamıyla mineralojik ve jeolojik bakımdan neredeyse mükemmel derecede uyum gösteren Salda Gölü, Dünya üzerindeki bu tür alanların ilk sırasında yer almaktadır.
Bu benzerlik nedeniyle Salda Gölü; hem Türkiye’nin kendi yapacağı uzay araştırmalarına, hem de dünya çapında yapılacak uzay araştırmalarına yön verebilecek jeolojik yapıya sahiptir ve ülkemiz için çok önemli jeolojik miras alanlarından birisidir.
İnsanlık için son derece önemli olan bu alanın değeri ne yazık ki bu konudan sorumlu başta Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü ile Burdur Valiliği olmak üzere; ülkemizin sorumlu kişi ve kurumları tarafından yeterince bilinmemekte, millet bahçesi adı altında gerçekleştirilen inşaat faaliyetleri sonucunda yapılan düzenlemeler ve günübirlik yaşam zevklerine kurban edilmektedir.
İnsanlığın doğal mirası niteliğinde olan bu alana yapılan saldırıların önlenmesi amacıyla bir dizi çalışmanın acilen başlatılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.
Bu kapsamda,
NASA’nın, iniş yeri olarak Jezero Kraterini seçmesindeki neden ise Dünya üzerinde ilksel yaşam formlarının korunduğu ve bunların yaşamsal süreçlerinin takip edilebildiği benzer örnek alanların varlığı olmuştur. Kraterdeki paleogöl ortamıyla mineralojik ve jeolojik bakımdan neredeyse mükemmel derecede uyum gösteren Salda Gölü, Dünya üzerindeki bu tür alanların ilk sırasında yer almaktadır.
Bu benzerlik nedeniyle Salda Gölü; hem Türkiye’nin kendi yapacağı uzay araştırmalarına, hem de dünya çapında yapılacak uzay araştırmalarına yön verebilecek jeolojik yapıya sahiptir ve ülkemiz için çok önemli jeolojik miras alanlarından birisidir.
İnsanlık için son derece önemli olan bu alanın değeri ne yazık ki bu konudan sorumlu başta Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü ile Burdur Valiliği olmak üzere; ülkemizin sorumlu kişi ve kurumları tarafından yeterince bilinmemekte, millet bahçesi adı altında gerçekleştirilen inşaat faaliyetleri sonucunda yapılan düzenlemeler ve günübirlik yaşam zevklerine kurban edilmektedir.
İnsanlığın doğal mirası niteliğinde olan bu alana yapılan saldırıların önlenmesi amacıyla bir dizi çalışmanın acilen başlatılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.
Bu kapsamda,
- Ülkemizin, gezegenimizin ve dünya dışı gezegenlerin oluşum süreçlerinin anlaşılması açısından jeolojik açıdan çok değerli bilimsel kayıtlar barındıran bir ortam niteliğinde olan Salda Gölü, hiçbir şekilde popülist yaklaşımlara malzeme yapılmamalı, inşaat çalışmaları derhal durdurulmalı, yapılanlar ise derhal kaldırılmalıdır.
- Salda Gölü ve beslenme havzası, kesin korunacak hassas alan içine alınarak jeopark ilan edilmeli, UNESCO Global Jeoaparkı içine alınması için acilen çalışma başlatılmalıdır. Salda Gölü ve çevresi; insan etkilerinin olası zararlarından korunacak şekilde kontrollü olarak jeoturizme açılmalı, jeoturizm yoluyla yerel kalkınmanın bir aracı olarak da bölgenin ekonomisinin geliştirilmesine destek sağlamalıdır.
- Jeoturizm faaliyetleri kapsamında yerel halkın eğitimine ve istihdamına önem verilmelidir.
- Jeoturizm çalışmaları Salda Gölü’nün insani etkilerden olabildiğince arındırılacak şekilde ekosistemi ve doğal yapısını bozmayacak şekilde planlanmalı, yüzme vb amaçlı dahi bile olsa gölün kullanımı engellenmelidir.
- Salda Gölü ve beslenme havzası içinde yeraltı suyu kullanımı amaçlı kuyu açılması, gölet, vb yüzey suyu yapılarının yapılması engellenmeli, var olan yeraltısuyu kuyuları ise kapatılarak gölün su seviyenin düşmesi engellenmelidir.
- Salda Gölü’nün çevresinde tarımsal üretimle yaşamını idame ettiren vatandaşlarımızın eğitimine önem verilerek zirai ilaçlarının kullanılmaması sağlanmalı ve bu şekilde göl suyunun insan kaynaklı kirletilmesi önlenmelidir.