Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'da düzenlenen "Dünya İnsan Hakları Günü Kardeşliğin Yüzü Programı"nda önemli açıklamalarda bulundu. Suriye'deki son gelişmeleri değerlendiren Erdoğan, yıllardır kendisine yöneltilen "diktatör" suçlamalarına yanıt verdi. Erdoğan, "Yıllarca şahsımıza diktatör iftirası attılar. Diktatör kime denir görmek istiyorlarsa Sednaya Hapishanesi'nden gelen görüntüleri izlesinler" dedi.
İnsan Hakları İhlallerine Dikkat Çeken Açıklamalar
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
"Komşumuz Suriye'de tarihin en vahşi zulümleri yaşanırken lafa gelince insan hakları avarisi kesilenlerden ses duyulmadı. 15 Temmuz'da 252 insanımız FETÖ'cü hainlerce şehit edildi. Eleştiri okları ülkemize yönelirken mazlumları katleden caniler Batılı ülkeler tarafından kollandı."
"Türkiye asırlardır mazlumlara eman yurdu olmuş müşfik ve merhametli bir ülkedir. Bizden yardım dileyene Müslüman mısın, Hristiyan mısın, Yahudi misin diye sormadık. Kimliğine bakmadan, sadece ülkemizin kapılarını değil, gönül dünyamızın kapılarını da açtık."
"Suriyeli muhacirleri en güzel şekilde 13 yıl misafir ettik. Biz ensarız. Bir muhacir neyi yapıyorsa biz bunu yapmaya mecburuz dedik."
"Sednaya Hapishanesi gibi işkence ve ölüm merkezlerine baktığımızda nasıl vahim bir felaketin eşiğinden dönüldüğü bugün çok daha iyi anlaşılıyor. Eli kanlı Baas rejiminin sona ermesiyle birlikte Suriye'de huzura ve güvenliğe giden yolun kapıları açılmıştır."
Sednaya Hapishanesi'nin İşkence Tarihçesi
Uluslararası kuruluşların raporlarına göre, Sednaya Askeri Hapishanesi, 2011 yılından itibaren rejim karşıtı göstericiler ve askeri unsurların tutulduğu bir işkence ve ölüm merkezine dönüştü. Raporlar, rejimin burada insanlık dışı koşullarda yargısız infazlar gerçekleştirdiğini, işkence ve sistematik ölümlerin yaşandığını belirtiyor. Uluslararası Af Örgütü'nün 2017 tarihli raporuna göre, Sednaya'daki cinayet ve işkenceler, rejimin insanlığa karşı işlediği suçlardan sadece biri olarak öne çıkıyor.
Erdoğan'ın açıklamaları ve Sednaya Hapishanesi'nin vahşet dolu hikayesi, insan hakları ve adalet konusundaki duyarlılığın önemini bir kez daha vurguluyor. Erdoğan'ın ifade ettiği gibi, gerçek bir diktatör kimdir, buna dair en net cevap, Suriye'den gelen gerçeklerde saklı olabilir.