Günümüz dijital çağında, internet ve sosyal medya platformları hayatımızın önemli bir parçası haline geldi. Ancak, bu teknolojik bağımlılık, çoğu insan için ciddi stres ve kaygılara yol açabilirken, gerçek yaşamın tadını çıkarmayı da engelleyebiliyor. İşte bu noktada, kaçırmanın verdiği keyif olarak adlandırılan “JOMO” kavramının devreye girdiğini belirten Klinik Psikolog Beste Hasırcı, JOMO kavramının sosyal medyanın zararlı etkilerinden uzaklaşmak ve ruh sağlığını korumak için alternatif bir yaşam stili sağladığını belirtiyor.
Bugünün hızla değişen dijital dünyasında, “JOMO” veya “Joy of Missing Out” (Kaçırmanın Verdiği Keyif) kavramı giderek daha fazla insanın dikkatini çekiyor. JOMO, öncelikli yaşam alanlarını belirleme, bilinçli zaman yönetimi, dış baskılara karşı direnç geliştirme, teknolojiden ara sıra uzaklaşma ve “hayır” deme konularına odaklanarak insanları internet ve teknolojinin bağımlılığından kurtarmayı hedefliyor. Bu yaklaşım, yaşam kalitesini artırmak, kariyeri geliştirmek ve daha mutlu, daha verimli bir hayat sürmek isteyen herkes için önemli bir fırsat sunuyor. Günümüz dünyasında bu kavramın önemli bir ihtiyaç olduğunu belirten Moodist Hastanesi’nden Klinik Psikolog Beste Hasırcı, “Sosyal medyada paylaştığımız gönderilere gelen yorumlar, beğeniler ya da pozitif reaksiyonlar beynimizde dopamin patlamasına sebep oluyor. Düzenli dopamin patlamaları ise, zihnimizin ödül sistemini aktive ettiğinden bağımlılık geliştirmemize sebep olabiliyor. Sürekli gönderileri güncellemek, son dakika haberlerine bakmak, akıma en hızlı tepkiyi vermek istiyor, beğenilere ve sürekli güncellemelere bağımlı hale geliyoruz. Kimi zaman sosyal medya dışında bir hayatımız bile olamıyor. Tüm bunlar ise kaygı ve stres artışına sebep olarak iyi oluş halimizi olumsuz etkiliyor. Yapılan çalışmalar sosyal medya bağımlılığının kaygı bozukluklarına da sebep olduğunu gösteriyor. Bu nedenle JOMO’yu hayatınıza dahil ederek sanal dünyanın karmaşıklığından uzaklaşabilir, keyif aldığınız şeyleri yaparak daha üretken olabilir ve bu sayede anı yaşamayı öğrenebiliriz” diyor.
Peki JOMO’yu hayatınıza nasıl uygulayabilirsiniz? İşte Klinik Psikolog Beste Hasırcı’dan bizi dijital dünyadan uzaklaştıracak ve hayatımızı daha keyifli hale getirecek o öneriler:
1. Kendinizle bağlantı kurun. Sosyal medya kanallarında dolaşıp başkalarının hayatlarını merak etmek yerine, içinize dönerek kendinizi daha iyi tanımaya odaklanın. Günlük tutmak, meditasyon yapmak, iç gözlem yapmak kendinizle olan ilişkinizi güçlendirecektir.
2. Hayır diyebilmeyi öğrenin. Önceliğiniz olmayan davetlere verdiğiniz her hayır cevabı, kendi planlarınız için değerli bir evet anlamına gelir.
3. Önceliklerinizi netleştirin. Bir şeyler, sırf popüler olduğu için ya da başkalarının odak noktası olduğu için bizim de önceliklerimiz haline gelebiliyor. Sosyal medyadan uzak kalmak ve kendimizi daha yakından tanımak sayesinde önceliklerimiz hakkında daha fazla bilgiye sahip olabiliriz.
4. Anda kalmaya ve anı yaşamaya başlayın. Mindfulness, meditasyon ve nefes egzersizleri uzun vadede anda kalmayı öğrenmenize yardımcı olur. Böylelikle sosyal medyada olup bitenlerle aranıza mesafe koyarak JOMO’yu hayatınızın bir parçası haline getirebilirsiniz.
Editöre Not: Özel Moodist Hastanesi, Şubat 2016’dan bu yana, 10 bin 200 metrekare kapalı alana sahip, 8 katlı modern binasında hizmet veriyor. Moodist, 75 yatak kapasitesi, suit ve konforlu hasta odaları, erişkin ve çocuk poliklinikleri, bağımlılık, kadın ruh sağlığı, acil psikiyatri bölümleri ve tüm psikolojik tanı testleriyle ruh sağlığına yönelik bilim ve teknolojinin gerektirdiği koşulları sağlayan, insan odaklı, tam teşekküllü özel bir psikiyatri hastanesidir. Moodist’in akademik kimliğe sahip profesör, uzman psikiyatr ve psikologlardan oluşan tedavi kadrosunda ayrıca; nöroloji, anestezi, iç hastalıkları uzmanı, diyetisyen ve tecrübeli sağlık personeli de bulunuyor.