14 Mayıs tarihinde gerçekleşecek Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekilleri seçimlerine kısa süre kala siyasi partilerde seçim hareketliliği adayların belirlenmesinin ardından arttı.
Millet İttifakında Cumhurbaşkanı Adayı CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu olurken CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ise Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı olarak mitinglerini sürdürüyor.
Seçim çalışmaları kapsamında dün Amasya’nın ardından Tokat’a gelen Ekrem İmamoğlu, Cumhuriyet Meydanında miting yaptı. Binlerce vatandaş İmamoğlu’nu Tokat’ta ellerinde Türk bayrakları ile karşıladı. Mitingde siyasi parti bayrağı kullanılmadı.
İmamoğlu’ndan önce sahneye Tokat, Amasya, Samsun milletvekilleri ile CHP İl Başkanları, Belediye Başkanları, Millet İttifakının Tokat’ta milletvekili adayları çıktı.
Ekrem İmamoğlu, İstanbul’daki Tokatlılardan selam getirerek sözlerine başladı. Tokat’la ilgili çok özel anıları olduğunu belirten ve Hz. Mevlana’nın “Tokat’a gitmek gerek çünkü iklimi ve insanları mutedil” sözünü hatırlattı. Hacı Bektaşi Veli Hazretleri Tokat için “Alimler konağı, fazıllar yurdu, şairler yatağı” sözü ayrıca Evliya Çelebi’nin “Gariplerle dostturlar, kin tutmazlar, hile bilmez, yumuşak huylu insanlardır” Ne güzelsin Tokatlı sevgi ile kucaklıyorum sizleri” dedi.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 1930’lu yıllarda Tokat ziyaretinde Turhallı bir çiftçinin Atatürk’e derdini anlattığı meşhur fotoğrafı hatırlatan Ekrem İmamoğlu o fotoğrafın kendisi için anlamını anlatarak “Mustafa Kemal Atatürk o köylünün, vatandaşın gözünün içine bakıyor. Ben Mustafa Kemal Atatürk’ten ilham aldım. Hepinizin gözünün içine bakıyorum” dedi.
İmamoğlu “Buraya gelirken beni karşılayan dostlarımın hemen yanında bir metruk bina gördüm. Eski tütün fabrikası, aslında Tokat bir tarım şehri. Tokat şu anda Türkiye’nin en fazla göç veren şehri. Tokat bunu hak etmiyor. Tokat’ın verimli bereketli toprakları var. Ovaları var. Tokat’ta tarımı hep birlikte ayağa kaldıracağız. Hep birlikte çiftçimizi var edeceğiz” dedi.
İmamoğlu göreve gelmeleri halinde 100 bin öğretmen atamasını hemen yapacaklarını da ekledi.
Miting alanındaki kadınlara “Ey hanımefendiler, sizler bu bayram yaklaşıyor bu bayramda gönlünüzden geçecek şekilde çocuklarınıza bir bayram yapabilecek misiniz? Doya doya gidip alışveriş yapabiliyor musunuz?” diye soruna
‘Altılı Masa kafa karıştırırmış. Altılı masa iş yapamazmış. Atılı masa, altılı masada sorun çıkar’ tarzındaki söylemlere cevap veren İmamoğlu, “Hayır! Sorun ne biliyor musunuz? Az önce size sordum, ekonomiden sağlığa, eğitime bakın yüzde 85’i eğitimden mutlu değil, eğitimden gençlerin haklarına, hukukuna, kadınlara, bütün konularda ülkemiz bugün sorunlu ise kaynağı kim? Bugünün hükümeti. Ve bu hükümetin anlayışı ne? ‘ben bilirim’ diyen, ‘ben her şeyi bilirim’ diyen, ‘benim başkasının aklına ihtiyacım yok’ diyen, ‘ben ne dersem o olur’ diyen, hak hukuk adaletin bütün zincirlerini kıran bu anlayışa karşı biz diyoruz ki güçlü bir demokrasi getireceğiz. Halkımızla birlikte konuşacağız. Halkımızla birlikte düşüneceğiz. Halkımızla birlikte üreteceğiz. Ve bütün bu milletin zenginliğini 86 milyon insanımızla paylaşacağız. Ama bunların dönemi bir avuç insanla paylaşma dönemi. Biz diyoruz ki 86 milyon insanımızla paylaşacağız.”
Geçtiğimiz seçimde İstanbul ile ilgili durumu anlatan Ekrem İmamoğlu “İstanbul’da dedim ya bir seçim yaşadık. Bu seçimi elimizden almak için bütün gayretleri gösterdiler. Yetinmediler, yüzlerce müfettiş yolladılar seçildikten sonra yetinmediler, uydurma bir dava açtılar. Yetinmediler, bu davada olmayan bir suç üzerinden rekor bir ceza verdiler. Efendim neymiş?? Bu seçimi kazanacaklar ve seçimden sonra Ekrem İmamoğlu’nu siyasi yasaklı hale getirecekler. Mahkemeyi bir hakime veriyorlar, hakime hükmedemedikleri için hakim, adaletli davranma çabasında olduğu için ki bu yörelerin gencidir. O hakimi tutmuyorlar, sürüyorlar. Onun yerine başka bir hakim getiriyorlar. O hakimin de sözü onların elinde. Niye? Başka taraftan köşeye sıkıştırmışlar o hakimi ve o hakim üzerinden bize ceza vermek ve bu seçimi kazandıktan sonra sözüm ona siyasi yasaklı hale getirmek için yol yürüyorlar. Ben buradan bütün hemşehrilerime söylüyorum. Ne demişti bu arkadaş? Ve bu ekip o bir avuç insan ve birçok kişi ve tabii ki Sayın Cumhurbaşkanı. Ne demişti? İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır demişti. Yetinmedi, ne dedi? İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder demişti. Son zamanlarda ilk kez doğruyu gördü. İlk kez! Bu seçimi kazanacağız. Bu seçimi, ilk turda kazanacağız, ilk turda. İkinci tur yok!
İmamoğlu, sözlerini “Bizim milletçe sevdiğimiz bir söz var; Bugünün işini yarına bırakmayacaksın. Biz Millet İttifak olarak bugünün işini yarına bırakmayacağız. Biz Millet İttifakı olarak sandıklarda oy patlaması yapacağız. Ve İstanbul’da, İstanbul’da nasıl hep birlikte sandığa koştuk. İstanbul’da nasıl hep birlikte sandığa sahip çıktık, Türkiye’de de aynısını yapacağız ve netçe kazanacağız. Milletçe kazanacağız. 86 milyon insanımız kazanacak. Bunların kazanma dönemi bitti. Kazanan Kulübü değişti. Bir avuç insanın kazanan kulübü vardı. Şimdi 86 milyon insanımızın kazanma zamanı geldi. Doğusundan batısına Güneyinden kuzeyine kazanma vakti geldi” diye sürdürdü.
15 Mayıs sabahı itibariyle her gün vatanı ve milleti için çok çalışan bir heyeti görevde göreceklerini söyleyen Ekrem İmamoğlu “Biz işimizi yapıyoruz, görevimizi de yapıyoruz. Ama son birkaç cümlede yine kendim söylemek istiyorum. Akşam sabah akıllarında Ekrem İmamoğlu. Yani İstanbul’u kaybetmeye hala alışamadılar. Öyle bir demokrasi tokadı yediler ki bir daha toparlanamadılar. En son İstanbul’da bir açılışta ‘bir çivi çakamamışlar’ dedi Sayın Cumhurbaşkanı benimle ilgili. Onlar Ekrem İmamoğlu ve ekibinin dört yılda ortaya koyduğu performanstan biraz sıkıntı çekiyorlar. Çünkü on misli misli fazlası iş yaptık. Bakıyorlar ki ya bunlar nasıl başardılar? Niye anlayamıyorlar biliyor musunuz? Bizim iş yapma biçimimiz farklı. Biz kiminle çalışıyoruz? Eş dostumuzla çalışmıyoruz. Kızımızla, damadımızla, oğlumuzla çalışmıyoruz. Biz bu milletin evlatlarıyla çalışıyoruz.” Diye cevap verdi.
14 Mayıs Seçimlerine Kısa Bir Süre Kala Amasya Mitingi Sonrası Tokata Gelen İBB Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu Cumhuriyet Meydanında Millet İttifakı Tarafından Düzenlenen Mitinge Katıldı İmamoğlu Mitingte Halkı selamlamasının Ardından şöyle konuştu…
Geldiğinde güneşler açar.
O geliyor. Hanımefendiler, beyefendiler, sevgili çocuklar, dövme kahramanı, Gaziosmanpaşa’nın, Çanakkale destanının öncüleri Kınalı Ali’nin hey on beşlilerin, vatana kurban olsun diye kınalar yakılıp, davul, zurnayla askere uğurlanan güzeller güzeli Tokat, hazır mıyız Hazır mıyız? Asır mıyız? İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız ve Millet İttifakı cumhurbaşkanı yardımcımız sayın Ekrem İmamoğlu geliyor. Bu milletin kucaklaşmasını isteyen insanlığa ısrarla kucaklaşacağız çok güzel olacak.
Çok güzel olacak. Çok güzel olacak.
Çok güzel olacak Değerli dostlarım, güzel insanlar, güzel hemşerilerim, Egemen’de kayıtsız, şartsız milletindir desiniz. Merhaba Tokat Tokat’ın yiğit insanları, hanımefendiler, beyefendiler, sevgili gençler Tokat’ın geleceği güzel çocuklar Hoş geldiniz. Bugün çok mutluyum. Tokat’tayım. Tokat’tan Çok şeyi hatırlatıyor. Elbette önce İstanbul’daki Tokatlı hemşehrilerimin size selamını getirdim. Tokat memleket En güzel köşelerinden birisi. Tokat’ın ben de çok anısı, çok özel notları var. Tokat’la ilgili Paylaşmak istediğim duygular var. Hazreti Mevlana Tokat’a gitmek gerek. Çünkü Tokat’ta insan ve iklim mutedil Yani ılımlı, insanları ılımlı, güzel insanlar diyor. Hazreti Mevlana, Hacı Bektaş-ı Veli Hazretleri Tokat için Alimler Konağı hasıllar yurdu. Şairler yatağı demiş. Evliya Çelebi çok güzel tariflemiş. Gariplerle dostturlar. Gariple dost ne kadar güzel değil mi? Garip dostu olmak çok güzel sevgili Tokatlılar. Bakınız, evliya şerefi kaç yüz yıl önce Tokat Talip diyor. Gariplerle dostturlar. Kin tutmaz. Yine bilmez yumuşak huylu insanlardır.
https://fb.watch/jPNtDfw3lt/
Ne güzelsin Tokatlı Sevgiyle kucaklıyorum sizleri. Insanoğluna dünyayı ne kadar önemsiz ama bir o kadar da önem Derviş hatırlatıyor. Derviş Alim der ki nefesim aktır. Farkında değil hak diyen canlardan hiç şüphen yoktur. Cehennem dediğin Al odun yoktur. Herkes ateşini buradan götürür. Buradan götürür. Biz biz bu dünyadan ateşle iyilikler, güzellikler, iyi insan olmayı götürmek için yaşamalıyız. Sevgili Tokatlılar belki de onu en iyi örneği. Gazi Mustafa Kemal Atatürk çok kez ziyaret etmiş, Tokat’ı çok sevmiş, çok şey paylaştığı var burada. Ama beni etkileyen iki husustan bahsedeceğim Tabii Tokat deyince Gaziosmanpaşa gelir aklımıza. Gaziosmanpaşa bir kahramandır. Insanlarını Insanlarını kahraman gibi yetiştiren önemli bir paşadır. Ve Atatürk’ün cümlesiyle sizin de kahramanlık sembolünüz Gaziosmanpaşa olsun diyor Tokatlıları ziyaret ettiğinde işte Gaziosmanpaşa’nın memleketindeyim ben. Ve Mustafa Kemal Atatürk mutlaka kendini örnek aldığını anlatırmış Bir başka olayı size anlatmak istiyorum. Hani benim senin Ekrem amca diyen dillerini yerim ben. Ne güzel çocukların amcası olmak Ne güzel gençlerin abisi, arkadaşı, kardeşi olmak ne güzel hanımefendilerin kardeşi, evladı olmak ne güzel beyefendilerin yeğeni, evladı olmak. Ona layık olmak Allah sizlere beni mahcup etmesin Sevgili Tokatlılar benim benim tam arkamda makamımda biraz da meşhur olmuş niçin meşhur oldu? Hani hatırlarsanız İstanbul’da büyük bir demokrasi mücadelesi verdik. Önce seçimi kazandık. Hilelere başvurdular Seçimi elimizden almaya kalktılar. Sonra, sonra, sonra onlar, onlar, onları yuhalamayın. Onlar zaten iyi bir demokrasi tokadı yediler. Hala kendilerine gelemediler. Sonra, sonra hemşehrilerim, sevgili dostlarım sonra tabii o arada bir görev yaptıktan sonra bu görevimiz elinden Elimizden alınca oraya atanan, atanan vekaleten atanan kişi gelecek diye benim makamımın arkasına astığım ve ta Beylikdüzü’nden beri peşinde, yanında taşıdığım portreyi kaldırdılar. O portrede Mustafa Kemal Atatürk, bir köylüyle konuşuyor. O köyde, o köylüyü tokat attı, Turanlı. Mustafa Kemal Atatürk bin dokuz yüz otuzlarda yaşanan ekonomik buhranla beraber bu Tokat ziyaretinde insan Dinliyor, dertlerini dinliyor ve bu Tokatlı hemşehrimizle, büyüğümüzle bir araya geldiğinde dertlenmiş, biraz da zayıf, bir insan atamızda Konuşuyor, diyor ki, ilacımız yok, ekecek tohumumuz yok. Ne yapacağız biz diyor. Hemen Mustafa Kemal Atatürk talimat veriyor ve Ziraat Bankası üzerinden çiftçiye destek paketi ve onun dışında bir kısım borçların silinmesiyle ilgili hamle yapıyor. O çiftçi nasıl dinleniyor Atatürk tarafından O fotoğrafı gözünüzün önüne getirin. Mustafa Kemal Atatürk vatandaşı o köylü, insanın gözünün içine bakıyor. Ben ve hepinizin gözünün içine bakıyorum hepinizin gözlerinin içine bakıyorum. Ben Mustafa Kemal Atatürk’ten inen milletimin gözüne onun gibi bakıyorum Şimdi, şimdi, sevgili Tokatlı hemşeh Ben bugün buraya niye geldim? Niçin böyle başlıyorum? Ezan okunuyor Için. Çünkü evet. Evet. Tamam. Şimdi ezan okunuyor. Öncelikle hepinize, bütün Tokatlı canlarıma hayırlı Ramazanlar diliyorum. Allah bu güzel ramazan ayında bütün dualarınızı kabul eylesin. Evinize evinize bolluk, bereket ve aynı zamanda sağlıkla, huzurla dolsun o güzel yuvalarınız. Hastalarınıza şifa diliyorum. Ve Ramazan ayı biliyorsunuz birbirini hissetme ayıdır. Memleketimin hiçbir insanı yoklukla sınanmasın. Memleketimin hiçbir insanı aç olmasın hiçbir evladımız hiçbir çocuğumuz yatağa aç girmesin. Ramazan ayı böyledir. Ramazan ayında dua ederiz. Ramazan ayında dua ederiz Ramazan ayında Ramazan’a olmaya gayret ederiz. O bakımdan ibadetlerimizin kabulü için dua ederiz. Yaratana sığınırız. Yaradan’a dua eden Deriz ki Allah’ım memleketime, milletime zeval verme. Bu milleti koru. Bu milleti koru. Onun için bu güzel dua gibi yaptığım bu arayla ezanımızı bitirelim Aynen öyle. Aynen öyle. Abi içeriden de bilgi aldık sonra da oldum Hı Hı Abla Az önceki dualarımızı da Allah kabul etsin. Amin. Şimdi sevgili hemşehrilerim, bakınız yaklaşık doksan kü Yüz yıl önce Mustafa Kemal Atatürk tarıma burada ne kadar önem verdiğini biliyoruz. Buraya gelirken beni karşılayan dostlarımın hemen yanında bir metruk bina gördüm. Eski tütün fabrikası, aslında Tokat bir tarım şehri. Tokat şu anda Türkiye’nin en fazla göç veren şehri. Tokat bunu hak etmiyor. Tokat’ın verimli bereketli toprakları var. Ovaları var. Tokat’ta tarımı hep birlikte ayağa kaldıracağız. Hep birlikte çiftçimizi var edeceğiz. Sevgili dostlar, sevgili hemşehrilerim bakınız İstanbul’da sadece dört il Içinde ortaya koyduğumuz destekle ve yaptığımız yatırımlarla çiftçimize koyduğumuz fide yardımından mazot yardımına, birçok hamleyle çiftçilik yapan insan sayımızı tam on iki kat arttırdık. Yani siz çiftçiye fırsat verin, çiftçiye destek olun. O zaman bu çiftçi hem üretir hem kazanır hem kazandırır. Biz bunu yapacağız. Bunu en iyi bilen biziz. Halkçı, demokrat çiftçisini düşünen Millet İttifakı geliyor Millet İttifakı geliyor. Öğretmenleri atama, kardeşim kaldırıyor burada. Evet bizim birisi biz yüz bin öğretmen atamasını göreve geldiğimizde hemen yapacağız. Hemen yapacağız. Biz şehirlerimizde ayrım yapmayacağız Bakın ben İstanbul belediye başkanıyım. Sevgili hemşerilerim otuz dokuz ilçesi var İstanbul’umuzun. Tokatlılar bilirler çünkü her Tokatlı’nın bir akrabası vardır İstanbul’da ve hangi ilçeye gidersem gideyim o ilçenin mutlaka belediye başkanını davet ederim. Mutlaka sahayı onunla gezerim. Gelirlerse, gelmezlerse onu bilmem. Ama belediye başkanıyla konuşurum. Niye biliyor musunuz? Seçilmiş bir belediye başkanıdır. Halk ona oyunu vermiştir. Benim başımın tacıdır. Bakın benim başımın tacıdır Gitsin efendim. Belediye başkanı kimmiş? Maraş belediye başkanı kimmiş? İstanbul belediye başkanı kimmiş? Ayırt etmeksizin hepsine edeceğiz. Bu memleketteki bu ayrımcılığı ortadan kaldıracağız. Partizanlığı partizanlığı biz bütün devletimizin, bütün birim ortadan kaldıracağız. Bakınız, sevgili hemşerilerim, ben hanımefendilere birkaç soru sormak istiyorum. Ey hanımefendiler, sizler bu bayram yaklaşıyor bu bayramda gönlünüzden geçecek şekilde çocuklarınıza bir bayram yapabilecek misiniz? Hanımefendiler yine soruyorum Göreneğimizde kadınlar, hanımefendiler özellikle misafir ağırlarlar. Kadınlarını evine, dostlarını evine davet ederler. Onlara geniş bir sofra kurarlar Ama bunun için alışveriş yapması lazım. Peki hanımefendiler doya doya gidip alışveriş yapabiliyor musunuz? Bakın size, size Hanımefendilere söylüyorum. Hanımefendileri koruyan, çiftçilik yapan kadınların sosyal güvencesini veren kadın haklarıyla ilgili mücadeleye sonsuz derecede yüksek yapan Kadınlara şiddete karşı asla ve asla taviz vermeyen kadın hakları meselesi üzerinden siyasi pazarlık yapmayan bir dönemi size getirecek olan Millet İttifakı iktidarı geliyor. Peki, peki bu iktidar ne zaman geliyor on dört Mayıs’ta geliyor, on dört Mayıs’ta. On dört Mayıs’ta biz hanımefendilere Anneler Günü hediyesi vermeye geliyoruz. Anneler Günü. Sevgili gençler Sevgili gençler, bakınız bu ülkede yemek, liyakat zinciri ne yazık ki kopmuştur. Biz bunu yerine oturtacağız. Bu ülkede gençlere soruyorum. Bir dayısı yoksa, bir tanıdığı yoksa o partiye o partiye gidip üye olmamış ise Işe girebilir mi gençler? Işte bu düzeni ortadan kaldıracağız. Bu ülkenin genci, hayallerini bu ülkede kuracak. Bu ülkenin genci, hayallerini tokat kuracak. Erbaa’da kuracak Reşadiye’de kuracak, Zile’de kuracak. Bakın sevgili gençler, sevgili gençler bizim gençlerimiz doya doya yaşamalılar. Gülmeliler, eğlenmeliler, iyi eğitim almalılar, gençleri özgür bırakmalısınız, gençleri üretime davet etme Için onlara iyi meslek sahibi yapacak fırsatlar tanımalısınız. Sevgili gençler, yüzünüzü güldürecek bir dönem getiriyoruz. Şu anda mutlu musunuz sevgili gençler Şimdi bakın biz biz gençlerimizin yüzünü güldürecek, mutlu edecek, umutlu edecek bir dönemi getiriyoruz. Birçok şey daha sıralayabilirim. Ama ama ben işin en başına işin başlangıç noktasına geliyorum. Sizlere bütün bu vadettiklerimiz sıralayacağımız çok madde olacak bu sürecin önderi, Millet İttifakı’nın kurucusu, Millet İttifakı’yla demokrasi mücadelesinin başlangıcına imza atan üçüncü Cumhurbaşkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun selamını getirdim sizlere. Işte Geçtim. Genel Başkanımız Cumhurbaşkanı adayımız ve inşallah on üçüncü Cumhurbaşkanımız. Işte sizlere bütün bu söylediğim ve birçok daha fazla maddesi olan taahhütlerini bir araya getirme konusunda tabii ki güçlü bir masa kurdu Şimdi sevgili hemşehrilerim, efendim altılı basa kafa karıştırırmış. Altılı masa iş yapamazmış. Atılı masa, altılı masa sorun çıkar Hayır! Sorun ne biliyor musunuz? Az önce size sordum, ekonomiden sağlığa, eğitim bakın yüzde seksen beşi eğitimden mutlu değil, eğitimden gençlerin haklarına, hukukuna, kadınlara, bütün konularda ülkemiz bugün sorunlu ise kaynağı kim? Bugünün hükümeti. Ve bu hükümetin anlayışı ne ben bilirim diyen, ben her şeyi bilirim diyen, benim başkasının aklına ihtiyacım yok diyen, ben ne dersem o olur diyen, ben ne dersem ona göre hareket edeceksiniz diyen hak hukuk adaletin bütün zincirlerini kıran bu anlayışa karşı biz diyoruz ki güçlü bir demokrasi getireceğiz. Halk Halkımızla birlikte konuşacağız. Halkımızla birlikte düşüneceğiz. Halkımızla birlikte üreteceğiz. Ve bütün bu milletin zenginliğini seksen altı milyon insanımızla paylaşacağız. Seksen altı Altı milyon insanımızla. Ada, ama bunların dönemi bir avuç insanla paylaşma dönemi. Biz diyoruz ki seksen altı milyon insanımızla paylaşacağız. Sevgili dost İstanbul’da dedim ya az önce bir seçim yaşadık. Bu seçimi elimizden almak için bütün gayretleri gösterdiler. Yetinmediler, yüzlerce müfettiş yolladılar seçildikten sonra Yetinmediler, uydurma bir dava açtılar. Yetinmediler, bu davada olmayan bir suç üzerinden rekor bir ceza verdiler. Efendim neymiş? Neymiş? Bu Bu seçimi kazanacaklar ve seçimden sonra Ekrem İmamoğlu’nu siyasi yasaklı hale getirecekler. Mahkemeyi, mahkemeyi bakın mahkemeyi Mahkemeyi bir hakime veriyorlar, hakime hükmedemedikleri için hakim, adaletli davranma çabasında olduğu için ki bu yörelerin gencidir. O hakimi, o Tutmuyorlar, sürüyorlar. Onun yerine başka bir hakim getiriyorlar. O hakimin de sözü onların elinde. Niye? Başka taraftan köşeye sıkıştırmışlar o hakimi ve o hakim üzerinden bize ceza vermek ve bu seçimi kazandıktan sonra sözüm ona siyasi yasaklı hale getirmek için yol yürüyorlar. Ben buradan bütün hemşehrilerime söylüyorum. Ne demişti bu arkadaş? Ve bu ekip o bir avuç insan ve birçok kişi ve tabii ki Sayın Cumhurbaşkanı. Ne demişti? İstanbul’u kazan Türkiye’yi kazanır demişti. Yetinmedi, yetinmedi ne dedi? İstanbul’u kaybe Türkiye’yi kaybeder demişti. Son zamanlarda ilk kez doğruyu gördü. Ilk kez, ilk kez bu seçimi Kazanacağız. Bu seçimi, bu seçimi ilk turda kazanacağız. Ilk turda. Ikinci tur yok. Ilk turda kazanacağız. Biz milletçe Sevdiğimiz bir söz var. Bugünün işini yarına bırakmayacaksın. Bugün dişini yararım efendim. Birinci turda şöyle olurmuş da, ikinci turda böyle olurmuş. Biz Millet İttifak Olarak bugünün işini yarına bırakmayacağız. Biz Millet İttifakı olarak sandıklarda oy patlaması yapacağız. Oy patlaması yapacağız. Ve İstanbul’da, İstanbul’da nasıl hep birlikte sandığa koştuk. İstanbul’da nasıl hep birlikte sandığa sahip çıktık, Türkiye’de de aynısını yapacağız ve netçe kazanacağız. Milletçe kazanacağız. Seksen altı milyon insanımız kazanacak. Seksen altı milyon. Bunları, bunları kazanma dönemi bitti. Kazan Kulübü değişti. Bir avuç insanın kazanan kulübü vardı. Şimdi seksen altı milyon insanımızın kazanma zamanı geldi. Doğusundan batısına Güneyinden kuzeyine kazanma vakti geldi. Az önce söyledim. Tokat’la ilgili çok güzel sözler vardır. Bir başka söz daha var. Sen sırtını tokatlay yasla başka bir şey düşünme. Tokatlı, Tokatlı sözünün eri ve süreci aklı başında bakan ve sada yüksek vatanperver insanlardır. Sevgili canlar, güzel dostlarım, güzel Tokatlılar. Tabii Tokat’ın her köşesi başka güzel. Insanı da güzel. Gençleri Çok seviyorum. Gençleri çok seviyorum ve gençlere çok güveniyorum. Güzel kızlarımıza, güzel oğullarımıza bu yakışıklı gençlere, güzel gençlere çok şey, çok şey beklediğimizi biliyor. Ama diyorlar ki bize destek olun. Bizim önümüzü açın. Bizi mutlu edin. Bize iyi eğitim verin. Sosyal yaşamımızı kısmayın. Öz kısıtlamayın. Sesimizi hiç kısmayın. Bizim Twitter’ımızla şununla bununla uğraşmayın diyorlar. Kardeşim uğraşmayın. Uğraşmayın. Bizi bölmeyin Bakın söyleyeyim. Gençlerin ön yargısı yok. Ve bu ülkenin gençlerinin tarih yazdığı anlar vardır. Kınalı Ali’yi bilirsiniz değil mi? Tokat’ın bir kahramanlık hikaye Kınalı Ali o küçücük yaşında, on yedi yaşında askere gider. Ve askerde saçı kralı diye, saçı kınalı diye asker arkadaşları ona güler. Komutan sorar. Niçin kına var? Der ki vallahi bilmiyorum. Annen kına yaktı, saçıma sürdü. Mektup yazar, annesi mektupta cevap verir. Der ki kınalı, kına kırk yedilere yakınım kısır yuvasına çocuklarını evlatlarına kurban olsun diye. Koca kına yakılır yaratana kurban olsun diye. Ben sana kına yaktım vatanına kurban ol diye, vatan Vatanına kurban ol diye. Işte işte yiğit, yiğit bu ülkenin yiğit gençleri kızlarımız, oğullarımız şimdi diyorlar ki Biz yirmi birinci yüzyılın gençleriyiz. Terimi gördü Selpak geldi annemiz. Ama biz yirmi birinci yüzyılın gençleriyiz biz teknolojinin gençleriyiz. Biz üretiriz, yaratıcı gücümüz yüksek, engellerimizi kaldırın diyorlar, kaldıracağız. Bu ülkenin teminatı olan gençlerimizi ayağa kaldıracağız. Bu ülkenin gençleriyle ki burada otuz bine yakın üniversiteli gencimiz var. Gaziosmanpaşa Üniversitesi bizim önemli bir üniversitemiz. Işte o gençlerimizi bilim ve ilimle, teknolojiyle buluşturacağız onlara fırsat tanıyacağız. Genç kartlarıyla beraber fırsatları büyüteceğiz, onların sosyal yaşamlarını güçlendireceğiz. Ve göreceksiniz onlar yine bu millete ve bu memlekete yirmi Birinci yüzyılın diliyle ve usulüyle kurban olmaya devam edecekler. Onlar bu memlekete kurbanlar zaten. Bu millete kurbanlar. Ben de ben de sırtımı bu güzel ülkenin, bu güzel ülkenin gençlerine yaslamaktan çok onur duyuyorum. Kendimi çok güçlü görüyorum. Ben de ben de özellikle gençlere diyorum ki bu seçim sizin seçiminiz. Bu seçim Sevgili gençler. Bu seçimde geleceğinize oy vereceksiniz. Bu seçim yirmi birinci yüzyılın seçimi. Bu seçim önümüzdeki yüzyılın seçimi. Cumhuriyet yüzüncü yılının seçimi Cumhuriyet’in ikinci yüzyılın seçimi. Dolayısıyla doğru karar vereceğiz. Asla bölünmeyeceğiz. Gençler bölünmek yok değil mi Asla ayrışmayacağız. Hedefimiz tek, bugünün işini yarına bırakmayacağız. Birlik, gücüne oy vereceğiz. Bakın size bir örnek vereceğim. Birliğin gücünü örnek vereceğim. Sevgili Tokatlılar, iki bin on dokuzda Millet İttifakı’nın belki de güçlü o Seçim mücadelesinin nasıl kazandığını en iyi bilen benim. Çünkü İstanbul’da hep birlikte kazandık. Iki bin on dokuzdaki o seçimde Millet İttifakı’nın gücünü Ben biliyorum. Özellikle cumhurbaşkanı adayımız on üçüncü Cumhurbaşkanımız sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile İyi Parti, İyi Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener yan yana geldi mi nasıl bir güç yarattıklarını ben biliyorum. Şimdi, şimdi o fotoğraf büyüdü. Hem altı lider bir arada hem de genel başkanın on üçüncü cumhurbaşkanımız dedi ki, dedi ki İstanbul’un belediye başkanı sen de bizim yanımızda ol. Dedi ki sizlere selamını getirdim Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız Mansur Yavaş’ın hepinize selamını getirdim. Sayın Cumhurbaşkanımız on üçüncü Cumhurbaşkanımız dedi ki Mansur bey sen de yanımızda ol gücümüzü büyütelim, milletimize dönelim ve milletçe on beş Mayıs sabahı itibariyle ayağa kalkalım. On beş Mayıs sabahı on Mayıs sabahı çok önemli. Size söz veriyorum. Allah bizi mahcup etmeyecek, biliyorum. Size söz veriyorum. On beş mayıs sabahı kalktığınızda Baba size bir başka güzel gelecek. On beş Mayıs sabahı kalktığınızda yüzünüz gülecek, yüzünüz. Mutlu. On beş Mayı sabaha kalktığınızda artık televizyonlarda, saat başı konuşan yüzü asıp insan görmeyeceksiniz. On beş Mayıs sabahı itibariyle Her gün vatanı ve milleti için çok çalışan bir heyeti görevde göreceksiniz. Biz işimizi yapıyoruz, görevimizi de yapıyoruz. Ama son birkaç cümlede yine kendim söylemek istiyorum. Akşam sabah akıllarında Ekrem İmamoğlu. Yani İstanbul’u kaybetmek hala alışamadılar. Öyle bir demokrasi tokadı yediler ki bir daha toparlan Son İstanbul’da bir açılışta bir çivi çakamamışlar dedi Sayın Cumhurbaşkanı benimle ilgili. Geliyor. Geliyor. Vallahi güleceğiniz bir şey anlat size. Onun anlıyorum, onlar Ekrem İmamoğlu ve ekibinin dört yılda ortaya koyduğu performanstan biraz sıkıntı çekiyorlar. Çünkü on misli misli fazlası iş yaptık. Bakıyorlar ki ya bunlar nasıl başardılar? Niye anlayamıyorlar biliyor musunuz? Bizim iş yapma biçimimiz farklı. Biz kiminle çalışıyoruz? Eş dostumuzla çalışmıyoruz. Kızımızla, damadımızla, oğlumuzla çalışmıyoruz. Biz bu milletin evlatlarıyla çalışıyoruz. Orası, orası Tohum olmasın mı? Orası, orası Burası milletin malı. Arkadaş üzülmeyin. Milletin malı, milletin malı gene millette. Sadece sizi beğenmediler, yolladılar. Aynen on dört Mayıs günü size güle güle diyecekler aynı o gün gibi. Birden, bir de diyorlar ki, diyor ki, efendim Ekrem İmamoğlu anca gezer. Anadolu Her yerine giden gideceğim. Çünkü ben demokrasi mücadelesi veriyorum. Çünkü ben neferim nefer. Neferim ben. Milletin neferi çok çalışacağım dedim. Ne dedim, ne dedim. En çok ben çalışacağım dedim. Evet, çok çalışacağım. Beni gördükçe çalışmalarımız sizi yoracak Sizi yoracağım. Niçin? Siz beni izlerken yorulacaksınız. O kadar çok çalışacağım. Ama ama sizinle bir şey aramızda kalsın. Aramızda kalsın. Araba açlık olur o İstanbul’da diyor ya çok geziyor benim için. İstanbul’da en fazla gezmiş belediye başkanı kim sizce? Deniz Gezmiş değil herhalde en fazla gezen anladınız siz kim olduğunu. Allah’a emanet. Anladınız, tamam. Ismini söylemek istemiyorsunuz. Adalet biraz şüpheli bir şey gelir başınıza. Ben söyleyeyim görevi başındayken en fazla izin kullanan gezen Sayın Cumhurbaşkanı. Bizde belgesi var. Bizde belgesi var. Hayır yulama yok yulama yok. Bizde belgesi var. Ama biz boşuna gezmiyoruz. Biz şu anda bir demokrasi seferberliği başlattık. Ve onun için vatanın her köşesini dolaşacağız. Sizinle dertleşeceğiz. Bu seçimi kazanmak Zorundayız. Bu seçimi kazanmak zorundayız ve kazanacağız. Şimdi, şimdi benim sevgili Tokatlı hemşehrilerim, herkesle konuşmaya, farklı düşünen Komşularımızı, eşinizi, dostunuzu, akrabalarınızı ikna etmek için var gücünüzle çalışmaya var mısınız Bir, iki, hep birlikte on dört Mayıs günü sandıklara koşup oy rekoru kırmaya var mısınız? Oy kullanmadığım yeri yok. Üç, Yine hep birlikte sandıklara sahip çıkmak için aman millet ittifakının partilerine ama Türkiye gönüllülerine katılarak görev almaya var mısınız? O zaman bundan sonraki kısmın yarısını ben söyleyeyim, yarısını siz söyleyin. Var mısınız? Her şey Arkalardan ses istiyorum. Her şey! Her şey! Her şey Tokat diyorsa olur. Her şey çok güzel olacak. Hepinizi seviyorum. Kalın sağlıcakla. Sağ olun, var olun