İşletmelerin %47’si Yapay Zekanın Potansiyelinden Endişe Duyuyor!
İşletmeler yapay zeka konusunda ikiye bölünmüş durumda. Ünlü denetim şirketi Deloitte’un son araştırmasına göre, işletmelerin %47’si yapay zeka teknolojisinin kullanımından kaynaklanan endişe ve korku yaşıyor. Bu oran, yapay zekanın sektörel alandaki konumunu ve karşılanış şeklini çarpıcı bir biçimde ortaya koyuyor. Ancak bu teknolojinin işletmelere gelir artışı ve maliyet azaltma gibi önemli avantajlar sunduğu gerçeğini göz ardı etmemek gerekiyor.
Meta ve Netflix Yapay Zeka ile Kazanıyor!
Meta, son olarak genç kullanıcılar ile etkileşimi artırmak amacıyla bütün sosyal medya uygulamalarında yeni yapay zekalar piyasaya sürmek için çalıştığını ve bu sayede operasyonel maliyetlerini de önemli ölçüde azaltmayı hedeflediğini belirtti. Öte yandan, Netflix’in yapay zeka destekli kişisel öneri sistemleri sayesinde yılda 1 milyar dolar tasarruf sağladığı rapor edilmiş durumda.
Sektör devleri, yapay zeka entegrasyonunu hız kesmeden sürdürürken; orta ve küçük ölçekli işletmeler de artık yapay zeka teknolojisinin kritik öneminin farkında. Yapay zeka, özellikle chatbot ve e-posta gönderimi alanlarında işletmelerin iletişim stratejilerini yeniden şekillendiriyor. Bu entegrasyonlar, işletmelerin müşteri ilişkileri yönetimini optimize ederken, aynı zamanda müşteri memnuniyetini artırıyor ve işletmeler için daha geniş bir müşteri kitlesi erişimi sağlıyor.
Forbes’un 600 iş sahibinden topladığı istatistiklere göre, şirketler müşteri deneyimini iyileştirmek için Yapay Zekayı aşağıdaki şekillerde kullanıyor veya kullanmayı planlıyor:
- Anlık mesajlaşma için chatbotlar: 73%
- E-posta oluşturma: 61%
- Ürün önerileri ve diğer kişiselleştirilmiş hizmetler: 55%
- Kısa mesaj oluşturma: 49%
- Kişiselleştirilmiş reklamcılık: 46%
Web siteleri için uzun metin içerik oluşturma:42%
- Telefon aramaları: 36%
- Vebilişim Teknoloji Genel Müdürü Barbaros Durdağ’dan Önemli Açıklamalar:
Veventures Holding şirketlerinden biri olan ve holdingin dijital operasyonlarını yürüten Vebilişim Teknoloji’nin Genel Müdürü Barbaros Durdağ, yapay zekanın önemli avantajlar sunduğunu belirterek, “Yapay zeka kullanımı kişiselleştirilmiş reklamlar ve mailler oluşturmak için vazgeçilmez bir araç olmaktan öte, maliyetleri azaltma konusunda da işletmelere büyük katkı sağlamakta,” şeklinde konuştu. Durdağ, Vebilişim’in fintech şirketlerine sunduğu danışmanlık hizmetlerinde; yapay zeka destekli kişiselleştirilmiş reklamlar, hedef kitleye tanımlı yapay zeka destekli otomasyonlar, site ısı haritaları gibi pek çok dijital dönüşüm aracını kullanarak %30 ila %70 arasında bir gelir artışı ve %20 ila %65 arasında iş yükünde azalma sağladıklarını da ifade etti.
Neden Şimdi Harekete Geçmelisiniz?
Küresel arenada rekabet her geçen gün artmaktayken; dijitalleşmenin bir seçenek değil, kaçınılmaz bir gereklilik haline geldiği ortada. Şirketlerin %80’i dijital dönüşüm projelerine yatırım yaparak iş süreçlerini ve müşteri etkileşimlerini geliştirmeyi amaçlıyor. Pandemi döneminden sonra, yapay zeka ve otomasyon yatırımları daha da kritik bir önem kazanmış durumda. Barbaros Durdağ, yapay zeka destekli dijital dönüşümün işletmeler için iki yönlü katkısına vurgu yaparak; işletmeler yapay zeka destekli reklamlar ile gelir artışı yaşarken, aynı zamanda yapay zeka destekli otomasyonları kullanarak performans verimliliği elde edip maliyetlerini azaltmış oluyorlar. Ayrıca, rekabetin böylesine global hale geldiği bir dönemde işletmelerin er ya da geç bu uygulamalarla tanışacağını belirtiyor.
McKinsey Raporu: 2035 yılında temel ve AI durağan durumu arasındaki her sektör için kar payı artış yüzdesi
Eğitim: %84
Konaklama & Yiyecek Hizmetleri: %74
İnşaat: %71
Toptan & Perakende: %59
Sağlık: %55
Tarım, Ormancılık & Balıkçılık: %53
Sosyal Hizmetler: %46
Taşımacılık & Depolama: %44Sonuç:
Yapay zeka ve otomasyon teknolojilerinin benimsenmesi, şirketlerin gelecekteki başarısını güvence altına almak için olmazsa olmaz bir şart haline geldi. Gelişen bu teknoloji işletmeleri endişelendirse de; sağladığı operasyonel mükemmellik, müşteri memnuniyeti ve sürdürülebilir büyüme konusunda önemli bir rekabet avantajı sağladığı gerçeğini atlamamak gerekiyor.
