Kadir Özbilgin
Kadir Özbilgin
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Tokat Gazetesi
  4. AK Parti’nin genel siyasetteki ittifak stratejisi, Tokat’ta da MHP ile ittifak mı?

AK Parti’nin genel siyasetteki ittifak stratejisi, Tokat’ta da MHP ile ittifak mı?

featured

Yerel seçimlerden sonra AK Parti ile MHP arasında neler olup bittiğini ve ilişkilerini anlayabilen, anlayıp anlamlandırabilen var mı?

Yanılmış olmayı çok isterim. Yerel seçimlerden sonraki gelişmeleri izlediğimde, ittifak (bağlaşma) yapan ve benzeşmeye uğraşıyor görüntüsü veren iki partinin Tokat’ı, küreklerine asılıp üzerinde kaydıkları, ne kadar açılırsa açılsınlar, sonunda rotalarını yine kendi güvenli limanlarına çevirdikleri bir deniz gibi gördükleri düşüncesine kapılıyorum.

Neden bu düşünceye kapılıyorum? Biz, en azından ben, 2024 yerel seçimlerine kadar bir anlamda MHP’nin yerel siyasetine etki edenin AK Parti olduğunu ve güvenli sularda pupa yelken; hiçbir şeye bağımlı olmadan gezindiklerini sanıyorduk/sanıyordum.

Yerel seçimlerde alınan sonuçlardan sonra da kimimiz AK Parti’nin MHP ile arasına uzaklık (mesafe) koyacağını düşünmüştük. En azından ben öyle sanmıştım.

Ne yazık ki 2024 yerel seçimlerinden sonra Tokat özelinde oluşturulan bütün düşünce ve değerlendirmeler altüst olmuş durumda.

***

Çeşitli yönleriyle ele aldığımızda genel siyasette AKP-MHP bağlaşmasını bir yere kadar anlıyor olsam da, yerel seçimlerden sonra yerel siyasette yaşananları anlamakta da epeyce zorlanıyorum.

Çünkü MHP’nin genel seçimlerde ve sonrasında hiçbir koltuk istemeyen yaklaşımını AK Parti ile arasındaki işbirliğine yorsam da, yerel seçimler sonrası genel anlamda Tokat’taki AKP-MHP ilişkisinden de bir “yerel işbirliği” çıkamayacağını, en azından MHP’nin yereldeki yanlış, uygunsuz belediye uygulamalarına Ak Parti Tokat teşkilatının ve milletvekillerinin sessiz kalmayacaklarını / kalamayacaklarını düşünüyordum.

Şimdi “acaba yanıldım mı?” diye düşünüyorum.

Şöyle ki, yerel seçimlerden bu yana Tokat Belediyesi’ndeki gelişmeler göz önüne alındığında, bu ilişkinin yalınç (basit) siyasi kazanımlarla anlatılmasının mümkün olmadığını, gizli pazarlıklar söz konusu olmasa da, AK Parti kanadının anlam veremediğim / veremediğimiz sessizlikleri ve MHP ile işbirliği yapma görüntüsü vermelerini ve belki de arzusunu neye bağlayıp, nasıl yorumlamalıyız bilemedim.

Arkanıza yaslanın ve düşünün! Her ne kadar genel siyasette ittifak ortağı olsalar da yerel seçim sonrası Tokat merkezde AK Parti ile MHP arasında bir çekişmenin (rekabetin) yaşanması, şehrimizin bu çekişmenin yıkıcı değil, itici gücünden yararlanması gerekmiyor muydu?  Yani yerel seçim sonuçlarından sonra, AK Parti kanadında bir hareketlenme, bir silkelenme, bir çıkış olmamasından söz ediyorum. Diğer muhalefet partileri zaten bildiğimiz gibi…

Tokat 2024 yerel seçimlerinde MHP’ nin iktidar ortağı değil, ittifak ortağı olduğunu işleyerek (ki İl Başkanı Sayın Ali Özer’de bir konuşmasında bu yönde bir saptama da bulunmuştu), ekonomideki kötü gidişin faturasını yalnızca AK Parti’ye yüklemesi, sürdürdüğü bu seçim izleminin (stratejisinin) ödülünü de (elbette başkaca etkiler de vardı) % 54’ün üzerinde oyla alması AK Parti kanadının sözünü ettiğim türden bir “çıkış”, bir “atak” yapabileceğini, yapmak zorunda olduğunu siz okurlara da düşündürmedi mi?

Tüm muhalefet partilerinin yereldeki temsilcilerinden ama özellikle de yukarıda belirtilen nedenle AK Parti yerel siyasi otoritelerinden, en azından yerel seçimler sonrasında MHP belediye yönetiminin sergileyeceği kimi olumsuz, ayrıştırıcı ve kıygınlık (mağduriyet) yaratan uygulamalarına yüksek sesli bir karşı çıkış (itiraz) geleceği beklentisi yok muydu? Ben de vardı!

Örneğin; AK Parti döneminde Tokat Belediyesi’nde işe alınanlara yapılan bezdiri (mobbing) uygulamalarına, işten çıkarılma girişimlerine, işe alımlarda yeterliliğin (liyakatin) değil, MHP’li olma ölçütünün esas alınmasına, çok sayıda personel alımına, AK Parti döneminin kadrolu müdür ve başkan yardımcılarına yapılan hukuksuz uygulamalarına, ihale şartnamesinin isteklilere verilmesi konusunda bir isteksizlik/direnç sergilenmesine, isteklinin avukat aracılığı/eşliğinde ihale şartnamesi almaya çalışmalarına karşı çıkışlarını yüksek sesle dile getirmeleri gerekmiyor muydu? Örnekleri çoğaltabilirim.

Sadece bunlar değil elbette! Seçim döneminde çeşitli nedenlerle adaylığına karşı çıksam da, Belediye başkanımızın seçilmesinden sonraki 5 yıllık süreçte hem kendisi, hem de şehrimiz adına başarılı olmasını içtenlikle isterim. Şüphesiz Ak Parti dâhil, tüm diğer siyasi partiler, sivil toplum da bunu ister. Ancak herkes bilir ki, “askerler savaşır komutanlar kahraman olur.Tepe yönetiminde bulunan belediye başkanının yüzünü ağartacak, her yönüyle Tokat’ta kentsel gelişimi sağlayacak olan üst ve orta yönetim kademelerinde bulunanlardır. Bu bağlamda geçen 9 aylık süreci göz önüne aldığımda kişisel olarak, bazıları ile ilgili bir değerlendirmem oluşmuşsa da, şu ana kadar yapılanları izlediğimde, Başkanın ekibinin tamamından umutlu olup olmama konusuna şimdilik çekinceyle yaklaşıyorum. Yeri geldikçe de bir vatandaş olarak düşüncelerimi okurlarla paylaşacağım. Dilerim ki bu yapıcı eleştirilerimi kentsel gelişime katkı amacıyla kullanırlar.

Ancak AK Parti yerel siyasi otoritesinin de, MHP Belediye yönetiminin rutin, klasik belediyecilik hizmetlerinin dışında sıfırdan, yepyeni ve “biz yaptık, bize ait” diyebileceği projeleri uygulamaya almak yerine, AK Parti döneminde (Eyüp Eroğlu döneminde) yapılan güzel işlerin “biçim” ve “isim” değiştirilerek ve bazen de getirim (rant) kuşkusu doğuracak yöntemle ve proje adıyla pazarlanmasına “ayıptır” demeleri, yapıcı eleştirilerde bulunmaları ve bir iki karşı çıkış yapmalarından geçtim, sitem etmeleri gerekmiyor muydu?

Örnek mi istiyorsunuz? Yeşilırmak kenarındaki “büfe/işyerlerini” yıkıp, var olan işletmecileri çıkarıp, sözde yeni tasarımlarla yeni işyerleri açıp, yeni isteklilere verilmesi, niyetleri bu olmasa da “getirimrant” elde etme kuşkusu doğurmadı mı? Biraz sokağın sesine kulak verilirse “AKP’lilerden alıp kendi adamlarına verecekler. Amaç bu!” söylentilerini duyarsınız. Bu söylentilere niçin fırsat verilir anlayamıyorum. Madem Yeşilırmak kenarı iyileştirilmek istendi, ki kesinlikle iyileştirilmeli, buna önce Yeşilırmak rekreasyon alanlarının işgalini önlemekle niçin başlanmadı? Buna çay kenarında kuyu kazmak denmez mi? Elde amaca ulaşılacak bol araç varken, emek harcayarak başka yollar aramaktan maksat nedir? Oysa çok erken olduğunu düşündüğüm bu uygulamanın herkes için kıygınlık yaratmayacak çözümü de vardı. Yarın yıkıp, yeni sahiplerine verilecek olan bu iş yerlerinin rekreasyon alanlarını işgal etmeleri nasıl önlenecek? Bunun garantisi var mı? Bir sonraki dönemde MHP kaybeder ve bir başka parti belediyeyi kazanırsa gelen de yeniden yıkıp, yeniden birilerine mi vermeli? Bu acele neden? Belediye yönetiminin ilk uygulaması (icraatı) bu mu olmalıydı?

Yine Sayın Eroğlu döneminde projelendirilen ancak sağlıklı bir şekilde uygulanamayan “akıllı kavşak” projesinin bir benzerini “yeşil dalga “diyerek uygulamaya alınması girişimlerini ve de sonuçsuz kalmasını AK Parti yerel kurmayları nasıl değerlendiriyorlar duymayı çok isterdim. AK Parti yerel kurmayları “Acaba birileri bizimle ‘dalga’ mı geçiyor” diye düşünmediler mi?

Yine, 10 yılda 20 bin hanım mezun vererek ekonomiye kazandıran Tokatlılara ait olan “Hanımelleri Projesi” hiç merak ediliyor mu? Ne oldu bu merkezlere? Bu merkezlerin isimlerinin “Belmek Zanaat Atölyeleri” olarak değiştirilmesi hangi aklın ürünüdür? Yalnızca isim değiştirilmekle yeni bir şey yapılmış, proje üretilmiş mi oluyor? Ak Parti’nin Belediye Başkanı Eyüp Eroğlu’nun eserleri isim değiştirilmek suretiyle silineceği mi düşünülüyor? Neden bunun yerine ilave merkezler/atölyeler; örneğin genç ve yetişkin erkekler için de yeni merkezler açılması düşünülmüyor da, isim değiştiriliyor. Şehrin hafızası böyle basit işlerle silinir mi? Bakın yılların Yahudi Sokağına Halit Sokak diyorlar ama oranın “Yahudi Sokağı” olduğu gerçeğini değiştiremiyorlar. Peki, bu merkezlerin kurulmasında ve başarıyla yönetilmesinde büyük emekleri olan yöneticiler/müdürler şimdi nerede? Bu müdürlere görevlerinden ayrılmaları yönünde bezdiri uygulandı mı? Hiç kimsenin işinden olmayacağına dair söz veren Sayın Belediye Başkanı bu bezdiri uygulamalarına üzüldü mü? AK Parti yerel kurmaylarının bu konularla ilgili duyumları olmadı mı? Oldu ise bir uyarıları, önerileri oldu mu? Ya da “kullanım/karar verme yetkisi yeni yönetimdedir” diyerek Tokatlılara ait bu merkezlerin ve çalışanlarının sonunu izlemeye gerek mi duymadılar?

Değerli okurlar tüm kamu kurumlarında devamlılık esastır ama belediyede bu bir zorunluluktur. 5 yıllığına göreve gelen bir yönetim kendinden önceki yönetimin yanlış işler yaptığını belirlemişse elbette düzeltecek, doğrusunu ve gereğini yapacak ve bunu da dilerse kamuoyuyla paylaşacaktır. Ancak hangi düşünsel alana, partiye, inanca ve mezhebe sahip olursa olsun “iyi ve güzel işler” yapanlar “marifet iltifata tabidir” anlayışıyla desteklenir, iyilikle anılır ve emeklerine saygı duyulur. Bu bağlamda yeni belediye yönetiminin bu tür basit konularla uğraşmak yerine, Sayın Eroğlu’nun hangi önemli işleri önemsizleştirdiğine bakmaları ve bu konularda adım atmaları, daha uygun olur düşüncesindeyim.

Peki, sivil toplumun, mahalle sakinlerinin bir araya geldiği, çeşitli etkinliklerin düzenlendiği, bir “istişare, meşveret” yapısı olan Mahalle Konakları ne durumda? Bu konaklar şimdi kime/kimlere hizmet ediyor? Örneğin STK’lar olağan ya da olağan üstü toplantıları dâhil,  önemli toplantılarını, halen buralarda yapabiliyor mu? Ya da akıbetlerinin ne olacağına ilişkin en yetkili ağızdan bir açıklama yapıldı mı?

Bir sonraki yazımda ayrıntılı yazacağım. Şimdilik not düşeyim. Sayın Milletvekili Yücel Bulut’un Meclis’te yaptığı konuşmanın satır araları bende, Tokat’ta tarım arazilerinin imara açılacağına yönelik bir kuşku doğurdu. Umarım, yeni belediye yönetimi, eski belediye yönetiminin tarım arazilerinin imara açılması konusunda parlak olmayan bir sicili olduğunu es geçmez ve bu konuda “devamlılık esastır” düşüncesine kapılmaz.

Kısacası yeni belediye yönetiminin çekişmeden (rekabetten), güzel ve yararlı işler yapmaktan anladıkları, kendilerinden önceki dönemin yaptıklarına yeni ve farklı katkılar sunmak, daha büyütmek yerine yapılanları yok etmek, silmek, biçim ve isim değiştirmek mi?

Diyelim ki öyle ve mevcut belediye yönetimi ile onların akıl hocaları toplum karşısında “meşveret, istişare” diye hamaset yapıp, yalnız kaldıklarında kendi bakış açılarını topluma dayatmakta sakınca görmüyorlar.

Peki, buna karşın AK Parti yerel kurmaylarının bunlar karşısındaki sessizliğine ne demeliyiz, nasıl okumalıyız?

Genel siyasetteki stratejilerini kişisel olarak onaylamasam da, “ittifak” (bağlaşma) üzerine kurulduğu açık.

Peki, AK Parti’nin genel siyasette sürdürdüğü ittifak stratejisi, Tokat’ta da MHP ile ittifak mı?

Bunu birileri bizim için açıklayabilir mi?

 

Bir sonraki yazım: Sayın Yücel Bulut’un TBMM de yaptığı konuşma…

AK Parti’nin genel siyasetteki ittifak stratejisi, Tokat’ta da MHP ile ittifak mı?
Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir