Kadir Özbilgin
Kadir Özbilgin
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Haberler
  4. Atlıyoruz, zıplıyoruz, uçuyoruz ama hala yerimizde sayıyoruz

Atlıyoruz, zıplıyoruz, uçuyoruz ama hala yerimizde sayıyoruz

featured

Bu yazı sağlıklı düşünebilenlere, ideolojik körlük yaşamayanlara ve “yapıcı eleştiriye” katlanabilenlere bir yılbaşı hediyesidir.

Yerel seçimin üzerinden 9 ay geçmiş hala “atlıyoruz, zıplıyoruz, uçuyoruz”, paylaşımlarıyla pazarlama çalışması yapılıyor.

Üstelik bu yazının kaleme alındığı saatlerde Tokat Belediye Başkanının Türkiye’nin en başarılı 2.belediye başkanı seçildiği haberi geldi ki, evlere şenlik… OCR’ nin geçmişteki tartışmalı sonuçları bir yana, MHP teşkilatının yapılan anketlerle ilgili olarak teşkilata “şu şıkkı işaretleyin” duyurusu yaparak nasıl organize olduğunu çok iyi bilenlerdenim.

Bebeklere ninniler istenildiği kadar yazılıp söylenebilir. Ancak biz sade yurttaşlar da Hacı Bektaşi Veli’nin dediği gibi “dile ve söze değil, öze ve hale bakıyoruz.”

Bu tür algı yöntemleriyle yaymaca yapmayı “ittifak ortağından” mı öğrendiler, Sayın Belediye Başkanımız da bu durumdan bilgili midir, hoşnut mudur ya da  “insanı acıyla gülümseten” bu sonucu nasıl değerlendiriyor bilmiyorum ama Mevlana’nın dediği gibi Tokat Belediye Başkanımız ve ekibindekiler “günün adamı olmayı bırakıp, hakikatin adamı olmalıdır. Çünkü gün değişir ama hakikat değişmez.”

Sayın Başkan Mehmet Kemal Yazıcıoğlu bu yazımı okur mu, okur da önem verir mi bilemem!

Ancak rahmetli Recep Yazıcıoğlu’nun oğlu olmaktan gurur duyan Belediye Başkanımıza tüm içtenliğimle şunu anımsatırım. “Babadan evlada miras kalır, kemal kalmaz.” Daha açık bir anlatımla babası ölen kişiye özdeksel (maddi) varlıklar kalabilir ama olgunluk ve erdem bırakıt (miras) olarak kalmaz. Her oğul babasındaki beğenilir niteliklerin; yaradılış ve ruh özelliklerinin, eğilimlerinin ve içgüdülerinin bütünü taşımayabilir. Kişi bu nitelikleri kendi çabalarıyla elde eder/edebilir.

Bu bağlamda Sayın Belediye Başkanımıza düşen babasının “kemale” yönelik kişilik özelliklerini, değerlerini tüketmemesi, kendisini kuşatmaya çalışanların, partili yandaşların, çıkar düşkünlerinin ve gerçekle bağlantısı olmayan bu tür reklamların değil,  biz sade vatandaşların sesine kulak vermesi, kendisi olmasıdır.

***

“Doğruları biliyorsan yalanları dinlemek eğlencelidir” diyor İrlandalı yazar Bernard Shaw.

Bu şehirde yaşayan, bu şehrin üzüntüsüyle üzülen, sevinciyle sevinen, geçen 9 aylık süreci tarafsızlıkla analiz edebilen sade birer yurttaş olarak Tokat Belediyesi’nin haberlerini okuduğumuzda sevinemiyor, eğlenemiyor, üzülüyor, bazen de kandırıldığımız hissine kapılıyoruz.

Örneğin, ben ve yakın tanıdıklarım “Tokat’ın trafiği ‘yeşil dalga’ ile rahatlatılıyor” haberini okuduğumuzda yine bizimle dalga geçiyorlar hissine kapılmıştık. Yanılmadık!

Bizler bu şehirde, bu şehrin insanlarıyla iç içe yaşıyoruz. Kendimizi içerisinde yaşadığımız Tokat toplumundan ayrıştırmış (tecrit etmiş) değiliz. Otobüse, dolmuşa, taksiye binmeyen, haftanın her günü GOP Bulvarını, Yeşilırmak kenarını boydan boya yürümeyen, cadde ve sokakları arşınlamayan, makam arabalarından inmeyen, Ankara’ da ki işlerinden fırsat bulup da ara sıra Tokat’a gelenlerden olmadığımız için şehrin sorunlarını en iyi biz biliyor ve de yaşıyoruz. Tokat’ta trafik sıkışıklığının en yoğun yaşandığı GOP Bulvarı’nda ki trafik sıkışıklığını salt teknoloji ile rahatlatacağını söyleyen her kim ise bilinsin ki, yalnızca bizleri değil, kendisini de kandırıyor!

Behzat Kavşağından, stadyuma kadar yol boyunca araç parkına yasak getirmeyen, indi-bindi dışında araçların durmasına izin veren her yönetim için başarısızlık kaçınılmazdır. Madem kent olma savını taşıyoruz, bunu anlamak bu kadar mı zor?

Tokat’ı herkesin kafasına estiği gibi davranabileceği bir kasaba görüntüsünden çıkarma ve baskılara boyun eğmeme göze alınıyorsa bir aylığına bu yolda araç parkını kaldırın, bakalım ne olacak? Elbette yıllardır kaldırım işgallerinin bile önüne geçemeyen zihniyet egemen olduğu sürece bunun da yapılması olanaklı görünmüyor. Kaldı ki Tokatlılarda kent ve kentlilik bilincinin oluşturulamaması, okullarda öğrencilere, mahallelerde yetişkinlere bu yönde bir eğitim-farkındalık çalışmalarının başlatılmaması da trafik yoğunluğunun ve elbette başka sorunların ana kaynağıdır.

Yine bir haberde; “ Belediye Başkanımız Mehmet Kemal Yazıcıoğlu yardımcılarımız ve birim müdürlerimizle Marka Şehir Tokat için toplantısını gerçekleştirdi” diyorlar. Örneğin bunun için ne yapmışlar ya da ne yapıyorlar? Genel geçer cümleler kurmak yerine hazırladıkları bir projeleri ve planları var mı? Somut bir çalışma söyleyebilirler mi? Bu şehirde “markalaşma” çalışmalarının nasıl yapılacağını çok iyi bilen insanlar olmadığı mı sanılıyor da, böyle cafcaflı içerikler hazırlanıyor. Tokat’ı nasıl marka şehir yapacaklarmış? Bir şehir raslantısal olarak markalaşmaz. Markalaşma sistemli çalışmaların, çabaların ürünüdür. Belediye olarak hangi çalışmaları, hangi bilgi, birikim ve donanımlı insanlarla yapmışlar, hangi projeleri uygulamaya almışlar ya da alacaklar da markalaşmadan söz edebiliyorlar? Ayrıntılarını anlatsalar, öğrensek ve sevinsek kötü mü olur?

Tokat’ta bırakınız markalaşma çalışmalarını, hazırlanan eylem planlarında saptanan “marka elemanları kimliklendirme çalışmaları” dahi yapılabilmiş değildir. İkisi arasındaki ayrım şudur. Markalaşma bir “derya”, marka elemanları kimliklendirme çalışmaları ise “deryada bir damladır.” “Deryada bir damla” çalışmalarına bile yabacı olanların “markalaşma” çalışmalarından söz etmeleri inandırıcı olmaktan uzaktır ve gülünçtür.

Başka bir haberin; “Belediye Başkanımız Mehmet Kemal Yazıcıoğlu şehrimizin istihdamına katkı sağlamak amacıyla iş insanları ve STK’larla görüşmelerine devam ediyor” diye paylaşımı yapılıyor. Mesela iş gücü oluşturmak (istihdamı artırmak) için neler yapıyorlar? Tokat’ta iş gücü oluşturmak için hangi somut önerileri, projeleri, çalışmaları var? Dilin kemiği yok ki; Vali Ozan Balcı da OSB’de 5 yılda 5 bin istihdam yaratacağını söylemişti. Ne oldu? Bal bal demekle ağız tatlanmıyor ki, O gitti, bize abartılı anlatımları (hamaseti) kaldı. Geçici süreyle yönetimini üstlendikleri belediyeye çok sayıda yandaş yerleştirmekle istihdam artırılmıyor. İstihdam, bir belediyenin ancak “yerel ekonomik kalkınma” projelerini uygulamaya almakla oluşuyor, sözle değil!

Daha birçok örnek verebilirim.

Böyle abartılı, gerçekle örtüşmeyen, altı doldurulamayan içeriklerle belediye başkanlarının ve ilişkide olduğu partilerin parlatıldığı günler geride kaldı.

Bu sözde siyasal iletişim çalışmaları günümüzde seçmenleri siyaseten ayrıştırmaktan başka bir işe yaramıyor. Bunun en canlı örneği de, Sayın Eyüp Eroğlu’nun engelleyemediği vatandaşları ayrıştıran (politize eden) sosyal medya paylaşımlarıdır. Elbette Sayın Eroğlu’nun yerel seçimi kaybetmesinin altında yatan çokça neden vardır ancak bu seçmeni “ayrıştıran” haber ve uygulamalar kısa sürede ve onarılması zor derin yaralar açabiliyor.

***

Yerel yönetimlerin çalışmalarıyla ilgilenen ve izleyen birisi olarak Tokat Belediyesinin gerçekleştirmeye söz verdiği kimi projelerini seçim çalışmalarında anlattıklarıyla biliyorum. Ancak geçen 9 aylık sürede bu konularla ilgili neler yapıldığını ben dâhil, bilen yok! Bilen varsa lütfen ne yapıldığını bana da göndersin. Ama lütfen kimse bana rutin (klasik) belediye hizmetlerinden söz etmesin! Projelerden bahsetsin. Örneğin; toplam da kaç proje sözü var? Bunlar neler? Ne kadar sürede gerçekleşecek? Öngörülen yaklaşık bütçe na kadar? Performans gösterileri neler? Vs. vs. vs.

Değerli okurlar, seçimden bu yana 9 ay geçti. Bu süre kimilerine kısa bir zaman gibi gelebilir. Oysa zaman yerel yönetimler için kıt kaynaktır. Bu kıt kaynağın ne kadar etkin kullanıldığı, belediyenin kendisini ve şehirlerini ne kadar geliştirebildiklerini belirleyen en önemli unsurdur.

Bu 9 aylık sürede çok hassas bir konuya dikkatinizi çekeyim. Tokat Belediyesi’nin yasa gereğince yerel seçimleri takip eden 6 ay içerisindeTokat Belediyesi 2024-2029 Stratejik Eylem Planı ve Performans Programı’nı” hazırlayıp,  belediye meclisinden onay alıp, Cumhurbaşkanlığı Strateji Dairesi Başkanlığı’na göndermesi gerekiyordu. Oysa 9 ay geçti ve bu yönde bir çalışma sonuçlanamadı.

Nereden mi biliyorum. 17 Aralık 2025 tarihinde 14964 sayı ile Tokat Belediyesi Beyaz Masa’ ya başvurdum. Ve “Yasa gereğince hazırlanması gereken ‘Tokat Belediyesi’nin 2024-2029 Stratejik Eylem Planı ve Performans Programını’ nın hazırlanıp hazırlanmadığı hususunda bilgi verilmesi, hazırlanmamışsa nedenlerini, hazırlanmışsa bir örneğinin PDF formatında tarafıma gönderilmesi hususunda gereğini emir ve müsaadelerine arz ederim” talebinde bulundum.

Aradan 17 gün geçti, ses seda yok. Emin olun sözünü ettiğim konudan haberleri de yok! Yönetici kadrosu böylesine donanımlı anlayacağınız. Seçim döneminde mahallelerde anlatılan, kitapçık ve broşürlerde yazılanlar, sosyal medyada paylaşılanlar yasal açıdan bağlayıcı değildir. Sözünde durur yapar o başka. Bağlayıcı olan yasa gereği hazırlamak zorunda oldukları bu eylem planıdır.

Tokat Belediyesi’nin gerçekte kaç proje sözü var? Bunlar neler? Ne kadar sürede gerçekleşecek? Öngörülen yaklaşık bütçe na kadar? Bu bütçenin ne kadarı bütçe içi, ne kadarı bütçe dışı kaynaktan karşılanacaktır. Performans gösterileri nelerdir, bunları bu eylem planından öğrenir ve takipçisi olabiliriz.

Peki, “Tokat Belediyesi’nin 2024-2029 Stratejik Eylem Planı ve Performans Programı” neden çok önemlidir?

Onu da sonraki bir yazımda anlatayım.

Şimdilik şu kadarını söylemeliyim ki; Tokat Belediyesi bu abartılı, altı boş haber ve sosyal medya içeriklerini servis ettiği, rakiplerinin “ağzına bolca malzeme verdiği” sürece, yıkıcı mı yoksa yapıcı mı olur bilemem, bolca eleştiri almaya da hazırlıklı olmalıdır.

Atlıyoruz, zıplıyoruz, uçuyoruz ama hala yerimizde sayıyoruz
Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir