Önce bir not…
Okurlarıma, bugün için Milletvekilimiz Sayın Yücel Bulut’un TBMM’de yaptığı konuşması ile ilgili bir makale yayınlayacağımı belirtmiştim.
Ancak Tokat Belediyesi’nin hazırlatmış olduğu yılbaşı takviminin PDF’ ini görünce bu konuyu öne aldım. Sayın vekilimizin yaptığı konuşmayı bu yazımın yayınlandığı günün sonrasında yayınlayacağım.
Takvime dönersek, gördünüz mü bilmiyorum.
Tokat Belediyesi 2025 yılı için 6 yapraklı (sayfalı) bir duvar takvimi hazırlatmış.
Ve her bir sayfaya da Tokat’ın yöresel yemeklerinden birisinin güzel bir fotoğrafı ile Unesco logosunun eşliğinde, “Yaratıcı Şehirler Ağı Ulusal Listesi’ndeki Gastronomi Şehri Tokat” ibaresi yazılmış. Ama nedense bu yöresel yemek fotoğraflarının kime ait olduğunun yazılması unutulmuş. Ki bu hassas bir ayrıntıdır ve emeğe saygıdır.
Bu vesileyle bir noktayı da açıklığa kavuşturayım. Tokat henüz UNESCO listesinde yer alan bir gastronomi şehri değildir. Yalnızca OKA (Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı) tarafından Tokat’ın UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağına gastronomi kategorisinde başvuru süreci söz konusudur, abartmayalım.
Konumuza dönersek, Tokat gastronomisi öyle 6 sayfaya konan, 6 yöresel yemekle, bir takvimle ve bu sloganla anlatılabilir mi? Elbette hayır!
Şimdi “yine eleştirecek bir şey bulmuşsun. Yöresel lezzetleri tanıtıyorlar. Ne yani kötü mü olmuş” dediğinizi duyar gibiyim.
Hayır, fotoğraflar baskı filan, albenisi çok güzel olmuş. Bu yemekleri biz Tokatlılar biliyoruz. Maksat bilmeyenlere, gezginlere turistlere tanıtmaktır öyle değil mi?
Ancak tanıtımını yaptığınız, satın almaya, yemeye, denemeye ikna ettiğiniz bir ürünü müşteri bulamayınca ne oluyor biliyor musunuz? Yanıltıcı reklam yapmış oluyorsunuz. Gastronomide turist bir müşteridir ve müşteri de geri zekâlı değildir, sizin eşinizdir, aldatamazsınız.” “Gastronomimiz şöyledir böyledir” diyerek tanıtım/pazarlama yapar, müşteri ya da turist talep ettiğinde de “elimizde-menümüzde yok” derseniz, onu yalnızca bir kez aldatabilirsiniz. Reklamlar tüketiciyle konuşur. Yaptığınız yanlış bir tanıtım yarardan çok zarar getirir ve yanlışlığınız olumsuz anlamda bire bir değil, bire bin konuşur.
Elbette Tokat yöresel yemeklerini tanıtabilirsiniz. Ama tanıttığınız yemeği Tokat’a gelen gezgin, lokanta ve restoranlarda bulabilmeli, yiyebilmelidir. Tokat’a gelen bir misafir bırak adı sanı duyulmamış bir yöresel yemeği bulmayı, bu mevsimde gelse Tokat Kebabını bile bulamaz. “O yazın yenir” demeyiniz! Bu mevsimde Sivas’ta, Sivas Kebabı adı altında Tokat Kebabı yenilebiliyor da Tokat’ta niçin yenilmiyor? Hani İnovasyon?
Biz Tokatlılar kendi kendimize soralım! Her hangi bir zaman diliminde Tokat’taki lokanta, restoran ve konaklama işletmelerinde; yeme-içme mekânlarında Yaş Tarhana Çorbası, Övmeç Çorbası, Gendüme Çorbası, Pehlili Patlıcan, Erikli Yavan Dolma, Nivik, Ferfene, Hasuda, İşkefe Tatlısı, Lağlek Giliği, vs. yediniz mi? Bulamazsınız ki yiyesiniz.
Değerli okurlar, gastronomi turizmi, turistlere seyahatleri boyunca yöreye özgü yiyecek ve içecekleri tatma fırsatı sağlayarak başka bir yörede karşılaşılması zor olan yiyecek ve içecekleri deneyimleme imkânı sunan bir turizm çeşididir.
Her hangi bir zaman diliminde Tokat’ta gelen bir turist kafilesi ya da bireysel turistler, Tokat yöresel yemeklerini, ödüllü ve bize özgü içecekleri lokanta, restoran ve konaklama işletmelerinde bulamıyorsa, bir gastronomi turizminden de söz edemeyiz. Hoş yalnızca turistler mi? Biz Tokatlılar da bulamıyoruz.
Bu ne demektir? Ismarlama, zorlama ve kurgulanmış gastronomi etkinlikleriyle, bu tür tanıtım çabalarıyla gastronomi turizmi gelişmez. Tam aksine alt yapısı hazırlanmadığı sürece zarar verir.
Kim karar vermişse, söz konusu yılbaşı takviminin iyi niyetle hazırlandığından inanınız kuşkum yok. Keşke ileri de yapılacak ve alt yapısı hazırlanmış bir gastronomi etkinliğinde dağıtılsaydı daha yararlı olurdu.
Endişem; gastronomi turizmi alt yapısını hazırlamadan, bu şehirde gastronomi etkinlikleri düzenlenmesi ha bire tanıtım yapılmasıdır. Büyük paralar harcanarak yapılan, Cumhurbaşkanımızın eşinin bizzat katıldığı etkinlik örneklerini de yaşadık. Üzülerek ifade etmem gerekirse, bu organizasyonların ve çalışmaların Tokat Gastronomi Turizminin gelişimine etkisi ve katkısı yoktur. Kaydedilmiş bir çıktısı da olmamıştır.
Bu bağlamda gastronomi turizminde en temel ve birincil konu; Tokat Mutfağı Yöresel Ürünlerinin Lokanta/ restoran ve konaklama işletmelerinin menülerindeki kullanım düzeyinin hangi seviyede olduğunun saptanması (ki bu konuda bir çalışma yapılmaktadır) ve bu saptamadan yola çıkarak gastronomi turizmine arz kaynağı oluşturabilecek ürünlerin belirlenmesi ve menülerdeki bulunma düzeyinin artırılmasıdır.
Bu konuda Sayın Belediye Başkanımız ön alabilir ve en azından “GastroTokat” sloganıyla özellikle Hıdırlık Belediye Sosyal Tesisinin menüsünde Tokat Yöresel Yemeklerinin bulunma düzeyini artırabilir. Hatta buraya yemek yemek için gelenlere bu tür takvimler ya da yöresel lezzetler hakkında hazırlanmış tanıtım kitapçıkları verilebilir. Sayın Başkan bu konuda liderlik yapabilir.
Çok uzun bir aradan sonra, geçenlerde eşimle birlikte buraya yemek yemeğe gittim. Menüde etli yaprak sarma ve Pehlili pilav görünce heyecanlandım. Görevli etli yaprak sarmanın olmadığını ama Pehlili pilav verebileceklerini söyleyince şaşırdım ve çok mutlu oldum. Yöresel yemekleri lokanta, restoran ve konaklama işletmelerinde bulan ziyaretçiler ve Tokatlılar da memnun olacaklardır.
Evde bir kazan yavan dolma ya da baklalı dolma yapmaktansa (tabi kalabalık bir aile değilseniz), bu yemekleri pehlili pilav eşliğinde ve yufka tatlısıyla birlikte ve bu tür mekânlarda uygun fiyatla yemek biz Tokatlılara da iyi gelecektir.
Bize iyi gelen inanınız, bu yemekleri menülerde bulabilen gezginlere de iyi gelecektir.
İşte ancak bundan sonra Tokat Gastronomisinden söz edebilir, tanıtımı için gerekli çabayı sergileyebilir ve bunu gerçekleştirenleri ayakta alkışlayabiliriz.